H. G. Wells - Zaman Makinesi

Zaman yolculuğu şimdiye kadar bir çok bilim kurgu kitabı ve filminin konusu olmuştur. Ancak zaman yolculuğunun ilk defa bir makine aracılığı ile yapılmasını tasvir eden ilk eser Herbert George Wells’in Zaman Makinesi kitabıdır.

Zamanda yolculuk kavramı şu an bizim için çok bilindik bir bilim kurgu konusudur. Ancak Wells’in bu kitabı ve zaman yolculuğuna imkan sağlayan makinenin icadını konu alan kitabın ilk defa 1895 yılında basıldığını düşünürseniz o dönem için çok heyecan verici bir eser olmalı.



Kitapta Zaman Gezgini olarak adlandırılan mucit, zamanda seyahat edebilen bir makine icat ediyor. Bunu da zamanın dördüncü bir boyut olduğu teorisine dayanarak yapıyor. Eğer biz 3 boyutta hareket edebiliyorsak o zaman dördüncü boyut olan zamanda da seyahat mümkündür düşüncesinden yola çıkarak bir makine yapıyor ve seyahatini gerçekleştiriyor.

Yaklaşık bir hafta süren ve maceralarla dolu yolculuğu sonrası çok zorluklar ve engelleri aşarak zamanına dönüyor, ancak bunu anlattığı arkadaşları ona inanmıyor. Bazıları çok iyi bir hikaye anlattığını ve uydurduğunu düşünüyor.

Zaman Gezgini, yolculuğunda ilk molasını 802,701 yılında veriyor. İnsan ırkı Eloiler ve Morlocklar diye iki farklı şekilde değişime uğramıştır. Biri yer altında, diğeri yerin üstünde yaşar. Kitapta aslında insanlığın zamanla evrim geçireceği  fikri savunuyor. Tabii evrim teorisinin söz konusu dönemde İngiltere’de bilimsel bir tez olduğu kanısı yaygın olduğundan kaynaklanıyor olsa gerek.

Zaman Gezgini 800 bin yıl sonraya gittiğinde karşılaştığı iki farklı ırk ile ilgili gördüklerini ve düşüncelerini anlatırken, onları asrının insanları ile kıyaslıyor. Bunu yaparken de aslında yazar Wells Batılı, Doğulu ve Afrikalılarla ilgili kendi bilincinin yansımasını bize aktarıyor.

Batılılar “çalışkan”, Doğulular “işçi” ve Afrikalılar ise “az gelişmiş” olarak tanımlanan kitaptaki bölümler ise şöyle:

Batılı: “Sonunda, bunalmış ve yorulmuş bir halde oturdum ve çevreyi seyretmeye başladım. Ancak uzun uzun seyredemeyecek kadar huzursuzdum; uzun süre hareketsiz kalamayacak kadar Batılıyım ben. Bir problemin üzerinde yıllarca çalışabilirim, ancak yirmi dört saat boyunca hiçbir şey yapmadan beklemek —o ayrı mesele.”

Afrikalı: “Orta Afrika’dan yeni gelmiş bir zencinin kabilesine götüreceği Londra masalını düşünün! Tren yolu şirketleri hakkında, toplumsal hareketler hakkında, telefon ve telgraf kabloları hakkında ve Koli Dağıtım Şirketi ve posta havalesi hakkında ne biliyordu o?”

Doğulu: “Şimdi bile Doğu asıllı bir işçi, dünyanın doğal yüzünden pratik anlamda
koparıldığı, böylesi yapay koşullarda yaşamıyor mu?”

Bu arada Wells’in eserinden uyarlanan iki filmden söz edebiliriz. Birincisi 1960 yılında çekilen, diğeri ise 2002 yılı yapımı. Peki filmlerden zaman makineleri nasıl resmedilmiş. Tabii aralarında 40 yıl fark olunca son filmde zaman makinesi daha teknolojik görünümlü. Her iki filmden kareler ise şöyle:



Son olarak üzerinden 120 yıl geçmesine rağmen hala bilim kurgu severler tarafından zevkle okunan çok güzel bir eser. Görünen o ki, daha çok uyarlaması yapılacak ve bu eserden esinlenen daha çok kitap yazılacak.

H. G. Wells
Zaman Makinesi
Çeviren : Volkan  Gürses
İthaki Yayınları
142 sayfa

Next Post Previous Post
1 Comments
  • Gül Özdemir
    Gül Özdemir 20 Kasım 2015 20:52

    Uzun zamandır okumak istiyordum ama aklımdan çıkıvermiş sayenizde hatırladım :)

Add Comment
comment url

Benzer yayınlar