Kitap yorumu: Agatha Christie - On Küçük Zenci

Kitap yorumu: Agatha Christie - On Küçük Zenci

İngiliz yazar Agatha Christie’nin “On Küçük Zenci” kitabı, yazarın en çok okunan romanlarının başında geliyor. Agatha Christie, daha çok Hercule Poirot ve Miss Marple karakterleri ve romanları ile biliniyor. Ancak bu romanda bu karakterlerden hiçbiri yok. On Küçük Zenci, ayrıca Goodreads sitesinin verilerine göre yazarın en çok okunan romanı. Kitabı okuyan 450 binden fazla kişi puan vermiş, 17 binden fazla kişi de yorum yapmış.

Agatha Christie, bu kitabı yazarken en çok zorlandığı romanı olduğunu kitabın girişine eklenen kısa bir paragrafta vurguluyor. Çünkü sadece 10 kişinin olduğu bir adada, aralarından birisi diğerlerini bir bir öldürüyor ve kitabın sonuna kadar bunun gizeminin sürmesi gerekiyor.


Kitap yorumu: Agatha Christie - On Küçük Zenci


Kitapla ilgili ilk dikkatimi çeken şey başlığı oldu. Kitap Türkçe’de “On Küçük Zenci” başlığı ile basılmış. Ancak benim okuduğum İngilizce baskısındaki başlığı ise “And Then There Were None” şeklindeydi. Kitabın özgün başlığı aslında “Ten Little Niggers”dır. İlk baskısı da bu şekilde yapılıyor. Ancak 1939 yılında yapılan ilk ABD baskısında, ismi dönemin şartları da göz önüne alınarak ırkçı bulunduğu için romana da adı verilen “Ten Little Niggers” şiirinin son cümlesinden alınarak değiştirilmişti.

Kitap yorumu: Agatha Christie - On Küçük Zenci
Solda: Romanın 1939 yılı, ilk baskısının kapağı. Sağda: Yeni adıyla olan bir baskısı

Bundan sonra kitap çok farklı başlıklala basılmıştır. Türkçe’deki gibi özgün başlığı koruyarak “On Küçük Zenci” diyenler olduğu gibi, “Ten Little Indians” ve “And Then There Were None” kullananlar da bulunuyor.

Tabii benim okuduğum baskıda başlıktan “zenci” ifadesi silindiği için romandaki olay örgüsünde önemli yeri olan şiirdeki ve romandaki bütün “zenci” kelimeleri silinerek “soldier” (asker) kelimeleri konulmuştur. Örneğin adanın adı Zenci Adası yerine Soldier Island’dır. Şiirdeki diğer ifadeler de benzer şekilde değiştirilmiştir.


On Küçük Zenci şiiri


Şiir, romanın Türkçe baskısında ise şu şekilde:

On küçük Zenci yemeğe gitti,
Birinin lokması boğazına tıkandı. Kaldı dokuz.

Dokuz küçük Zenci geç yattı,
Sabah biri uyanmadı. Kaldı sekiz.

Sekiz küçük Zenci Devon'u gezdi,
Biri geri dönmedi. Kaldı yedi.

Yedi küçük Zenci odun yardı,
Biri baltayı kendine vurdu. Kaldı altı.

Altı küçük Zenci bal aradı,
Birini arı soktu. Kaldı beş.

Beş küçük Zenci mahkemeye gitti,
Biri idama mahkûm oldu. Kaldı dört.

Dört küçük Zenci yüzmeye gitti,
Birini balık yuttu. Kaldı üç.

Üç küçük Zenci ormana gitti,
Birini ayı kaptı. Kaldı iki.

İki küçük Zenci güneşte oturdu,
Birini güneş çarptı. Kaldı bir Zenci.

Bir küçük Zenci yapayalnız kaldı.
 Gidip kendini astı. Kimse kalmadı.

Kitap yorumu: Agatha Christie - On Küçük Zenci
Bir film uyarlamasından bir kare. Her ölüm sonrası, masadaki heykellerden biri kaybolur.

Bu şiir aslında bir ipucu. Kimsenin tanımadığı Owen isimli bir kişi tarafından çoğu kandırılarak bir adaya toplanan 10 kişinin nasıl ve hangi sırayla öldürüleceğini anlatıyor. Adadaki bütün ölümler de işte bu şiirdeki gibi oluyor.


On Küçük Zenci kitabının konusu ve karakterler


Romanın hikâyesi kısaca şöyle: Bir birini hiç tanımayan 10 kişi, farklı nedenlerle bazısında da yalanlar ve aldatmacalarla Zenci Adası’na davet edilirler. Ancak bu öyle bir davettir ki her biri kanar ve mutlaka gelir. Eve geldiklerinde 8 davetli ve 2 de karı ve koca hizmetçiden başka adada kimse yoktur. Ev sahibi Owen isimli kişinin ise daha sonra geleceğini öğrenseler de çok kısa sürede bunun yalan olduğunu öğrenirler.

Adaya gelen kişiler şöyle:

1 - Yargıç Wargrave: Emekli bir yargıç, çok eskiden tanıdığı birisi davet ediyor adaya.
2 - Doktor Armstrong: Adadaki Owen soy isimli bir kişi karısının tedavisi için adaya davet eder.
3 - Anthony Marston: Davetlilerden biri.
4 - Eski Polis Bay Blore: Adaya kendini Davis diye tanıtarak gelir, onun da adaya özel dedektif olarak davet ederler.
5 - General Macarthur: O da kim olduğunu çıkaramadığı birisinden mektup alır ve eski arkadaşlar ile eski günleri anmak için bir araya gelme teklifini değerlendirerek yola koyulur.
6 - Yüzbaşı Philip Lombard: Yüzbaşı, meteliksiz kalmış ve 100 sterlinlik bir iş teklif ediyorlar adada.
7 - Emily Brent: 65 yaşında eski kafalı bir kadın. İsmini bile çıkaramadığı eskiden birkaç defa tatil yaptığı bir kişiden mektup alır ve ücretsiz tatil için yeni kurduğu yere davet eder.
8 - Vera Claythorne: Hayatında sorunları var ve bir iş daveti için gidiyor adaya.
9 ve 10 - Hizmetçiler Bay ve Bayan Rogers.

Blore, adaya gelirken adadaki herkesin ismini bilen tek kişi. Tek farkla adada ev sahibinin de olacağını düşünüyor ve şöyle sayıyor:

“Blore elindeki not defterine dikkatle bir şeyler yazmaktaydı. Kendi kendine: "Hepsi tamam," dedi. "Emily Brent, Vera Claythorne, Dr. Armstrong,  Anthony Marston, ihtiyar Yargıç Wargrave, Philip Lombard, General MacArthur, uşak ve karısı; yani Bay ve Bayan Rogers."


Bütün bu davetliler ilk gece çok güzel bir akşam yemeğinden sonra evde duyulan bir sesle irkilirler. Daha sonra bir gramofondan geldiğini öğrendikleri ses, evdeki her bir kişiyi işlediği bir cinayetle suçlar. Bütün davetliler bunun bir şaka olduğunu düşünürler, ancak ilk 3 ölümden sonra işin şakası kalmamıştır. Bu cinayetleri kimin işlediğini öğrenmek için büyük kayalık olan adayı ve adadaki tek evi baştan sonra tararlar. Hiç kimse yoktur. Sadece kendileri olduğuna göre, caninin kendilerinden bir olduğuna karar veriler. Peki kim? İşte bu soru adadaki son kişi ölene kadar gizemini ve sırrını korur. Polis bile adaya gelerek 10 cesetle karşılaşır ve bu işin sırrını çözemez. Nasıl kimsenin gitmediği ve gelmediği adada 10 kişi ölü bulunmuştur.

Olayın sırrı ise denizde tesadüfen keşfedilen ve bir şişeye konulan el yazmasından anlaşılır. 10 kişiyi çok kurnazca ve kimseye belli etmeden öldüren kişi, yaptıklarını, neden ve nasıl yaptığını yazarak açıklamıştır. Niçin bu cinayetleri itiraf ettiğini ve yazdığını ise şöyle açıklıyor:

“It was my ambition to invent a murder mystery that no one could solve.
But no artist, I now realize, can be satisfied with art alone. There is a natural craving for recognition which cannot be gainsaid.
I have, let me confess it in all humility, a pitiful human wish that someone should know just how clever I have been…”

“Kimsenin içinden çıkamayacağı karmaşık bir cinayet işlemeyi yıllardır istiyordum. Gelgelelim bir sanatçının doyum bulması, yapıtının başkaları tarafından beğenilmesi, alkışlanmasıyla olanaklıdır ancak. Bunu yeni anlıyorum. Ben de, zekâm ve kurnazlığımdan ötürü hayranlık toplamak isteyen bir zavallıyım.”

Agatha Christie
And Then There Were None
Harper
2011

Agatha Christie’nin başyapıtının film uyarlaması: And Then There Were None (2015)

Kitap yorumu: Agatha Christie - On Küçük Zenci

Agatha Christie
On Küçük Zenci
Çev: Semih Yazıcıoğlu
Orjinal isim: Ten Little Niggers
Altın Kitaplar
İstanbul
1994
191 sayfa.



Next Post Previous Post
8 Comments
  • müfred
    müfred 23 Ağustos 2017 21:55

    Radyo tiyatrosunu dinlemiştim. Fena değildi.

    • Cavanşir Gadimov
      Cavanşir Gadimov 24 Ağustos 2017 07:59

      Kitabını da tavsiye ederim.

    • müfred
      müfred 24 Ağustos 2017 08:11

      "Çarpık evdeki cesetler"i okumuştum. Diğer bazı kitaplarını da okumayı düşünüyorum. Fakat bunu okumam herhalde sonunu biliyorum çünkü. :)

    • Cavanşir Gadimov
      Cavanşir Gadimov 24 Ağustos 2017 11:22

      Önemli olan sonu değil, kimin, neden ve nasıl yaptığıdır. Bütün o sırrın planlanması ve işleme koyulmasıdır ilginç olan.

  • Persephone
    Persephone 23 Ağustos 2017 22:29

    Okumamışım:( Teşekkürler tanıtım için... Sevgiler...

    • Cavanşir Gadimov
      Cavanşir Gadimov 24 Ağustos 2017 08:04

      Rica ederim. Teekkürler.

  • fikirbabası
    fikirbabası 23 Mayıs 2021 21:36

    Hatirliyorum bu kitaptaki cinayeti isleyen sahsi okulda -ne yazik ki bagirarak- soylemislerdi. O zaman okumam herhalde diye dusunmustum. Cunku katili biliyordum. Yillar sonra arkadaslarimi bu kitabi bolca methederken gordum. Alayim bir okuyayim dedim. En azindan okumus olurum diye. Katili bilmeme ragmen ikinci yarisini tek gunde ce soluksuz okudum. Gercekten cok guzel bir kitap. Ustelik dili yalin. Her yasta okunabilir eger polisiye-suc kitaplarindan korkulmuyorsa.

    Oneri: Katili ogrendiyseniz dahi okuyun. Yine de sonunda mutlu kapatirsiniz kapagi.

    • Cavanşir Gadimov
      Cavanşir Gadimov 24 Mayıs 2021 13:59

      Ben yıllar önce filmini izlemiştim. Yine de okudum ve polisiye türünün mutlaka okunması gereken kitaplarından. Ayrıntılı yorumunuz için teşekkürler.

Add Comment
comment url

Benzer yayınlar