Friedrich Nietzsche - Böyle Buyurdu Zerdüşt

Tablo: Caspar David Friedrich - Bulutların Üzerinde Yolculuk

“Ve bir dost kötülük ederse sana, şunu söyle ona: "Bağışlıyorum seni bana yaptığından ötürü, ancak bizzat kendine yaptığını - nasıl bağışlarım bunu?" (s. 112)

İşte böyle buyurmuş Zerdüşt, kötülük eden dost hakkında. Bu cümlenin içinde hem bir bağışlama hem de bir bağışlamama gizlidir. Her ikisi öyle ince ve ustalıkla yapılmıştır ki bu söz karşısında kötülük eden dostun söyleyecek bir sözü kalmaması lazım.

Friedrich Nietzsche, Alman filolog, filozof, kültür eleştirmeni, şair ve besteci, “Böyle Buyurdu Zerdüşt” kitabında birden farklı konuya değiniyor, görüşlerini de Zerdüşt’ün dilinden okura aktarıyor.

En başta soracak olursanız bu kitabın türü nedir diye. Şunu diyorlar: “Edebi yönü olan edebi bir eser değildir. Felsefi yönü olan ama felsefi eser de değildir.” Ama buna rağmen çok okunan, çok konuşulan ve Nietzsche’nin en ünlü eseridir. Tabii çok okunan ve konuşulan eser olabilir ama tam anlamıyla “çok anlaşılan” bir eser midir, onu bilemem.

Kitabın “Giriş”inde Nicholas Davey’in eser ile ilgili incelemesinde şunu söylüyor. Kitabın neyi anlattığı ile ilgili bize bir fikir vermesi açısında özet gibi bir paragraf:

“Böyle Buyurdu Zerdüşt metin olarak Nietzsche'nin, nihilizmin dünya tarihinde yol açtığı krize yanıt vermek için felsefeden sanatsal yaratıcılığa dönmesi gerektiği görüşünü belirtir. Bu dönüş felsefeyi reddetmek anlamına gelmez, Böyle Buyurdu Zerdüşt'ün de gösterdiği gibi Nietzsche'nin şiirsel sesinin altında onu besleyen ve tınısını aldığı felsefi görüşü vardır.” (Nicholas Davey, Giriş, s. 17)

“TANRI ÖLDÜ!”

“Modern” insan elde ettiği başarılar ile tanrıyı öldürdüğünü zanneder. Hâlbuki sadece Tanrı olmadığını zanneder. Aslında onun böyle düşünmesinden tanrıya bir şey olmaz. Nietzsche de “Tanrı öldü!” derken bunu kastediyor ve yine Zerdüşt’e şöyle söyletiyor:

“Ne ki yalnız kalınca Zerdüşt, kendi kendine şöyle söylendi: "Mümkün olabilir mi böyle bir şey? Henüz işitmemiş olabilir mi, ormanda yaşayan bu mukaddes ermiş, tanrının öldüğünü?” (s. 35)

Bu paragrafla ilgili kitaptan iki dipnot:

“Nietzsche, "Tanrı öldü!" derken, aslında "Tanrı yok" dememektedir; "Tanrıya inanmıyorum" da dememektedir; aksine "Tanrı 'öldü", demektedir. İleri görüşlü bir şekilde çağa ve kendi özüne bakarak, o anki gerçekliğin bir bulgusunu tespit ettiğini düşünmektedir." Karl Jaspers, Nietzsche-Einführung in das Verstdndnis seines Phi!osophierens, 4. Baskı, Walter de Gruyter, Berlin.

"Burada Tanrının ölümü, Tanrının kendi benliğini tüketmesine değil, onu öldüren insana işaret eder. Tanrının ölümü, insanın kendisinin üstünde yüceltilmesidir. Modem çağın Tanrı öldü hissi, bu şekilde onu biz öldürdük sözüne dayanıyorsa, bu durumda o, Feuerbach'ın insanı kendisine getirdiği söylenen Tanrıyı ortadan kaldırmasıyla hayli yakınlık taşır." Brian D. Ingraffia, Nietzsche ve Hıristiyanlık [Nietzsche ve Din, Yayıma hazırlayan: Ahmet Demirhan, Gelenek. 2002]. (ç.n.) (s. 35)

Kitabın başında olayları bir hikâye gibi anlatmaya başlıyor Nietzsche. Zerdüşt dağda yaşar, sonra şehre iner, takipçileri olur ve sair. Tabii dağda yaşadığı sürede belli bir ermişlik düzeyine varır ve bulduğu doğruları halkla paylaşmak ister.

“Zerdüşt halka şöyle hitap etti: Üst insanı öğreteceğim size. İnsan, aşılması gereken bir şeydir. Onu aşmak için ne yaptınız? Bugüne değin bütün varlıklar kendilerinden üstün şeyler yarattılar: siz bu büyük meddin ceziri olmak ve insanı aşmak yerine hayvanlığa dönmek mi istiyorsunuz?” (s. 36)

Belli bir yerden sonra bu hikâye türü anlatım biter, yerine Nietzsche’nin farklı konulardaki görüşleri, felsefi tartışmalar başlar.

KİTAPTAN DİKKATİMİ ÇEKEN KISIMLAR VE ALINTILAR

“Tüm yazılmışlar arasında sevdiğim tek şey, birilerinin kendi kanıyla yazdığıdır. Kanla yaz: fark edeceksin ki, kan ruhtur. Kolay bir iş değildir, meçhul kanı anlamak: nefret ederim, avare okurlardan.” (s. 64)

“Ancak insanların hali ağaçlardan farklı değildir. Yüksekliklere ve aydınlığa çıkmak istedikçe, kökleri onu toprağa, aşağıya, karanlığa, derine - kötülüğe çeker." (s. 66)

“Devlet? Nedir bu? Pekala! Kulak verin şimdi, zira size halkların ölümünden bahsedeceğim. Devlet, tüm soğuk azmanların en soğuğuna verilen addır. Onun yalanı da soğuktur ve sürüne sürüne çıkar ağzından şu yalan: "Ben, yani devlet, halkım." (s. 72)

“Fakat devlet, her iyinin ve kötünün dilinde yalan söyler; söylediği her şey yalandır - ve sahip olduğu her şey çalıntı. Her şey sahtedir onda; ısırır çalıntı dişleriyle bu ısırgan. Bağırsakları bile sahtedir onun.” (s. 73)

İFFET VE KADIN HAKKINDA

“Ormanı severim. Kötüdür şehirlerde yaşamak: orada azgınlar pek fazladır!
Daha iyi değil midir, bir katilin eline düşmek, azgın bir dişinin rüyasına girmekten?
Şu adamlara bakın bir: gözlerinden okunur - bir kadınla yatmaktan daha iyi bir şey yoktur dünyada.
Bataklık vardır ruhların temelinde; yazık olur, eğer zekası varsa bataklıkların!
Hayvan olarak mükemmel olsaydınız bari! Ama hayvana mahsus bir şeydir masumiyet.
Size duyularınızı öldürmenizi mi tavsiye ediyorum? Size duyuların masumiyetini tavsiye ediyorum.
İffetli olmanızı mı tavsiye edeyim size? İffet; bazılarınca bir erdemdir lakin çoğunluk için neredeyse kötü bir alışkanlık.” (s. 78)

“Kadında uzun zamandır saklı bir köle ve zorba vardır. Bu yüzden kadın henüz dostluğu beceremez: o sadece sevgiyi bilir.
Kadının sevgisinde, sevmediği her şeye karşı adaletsizlik ve körlük bulunur. Kadının bilinçli sevgisinde bile hala saldırı [tecavüz] ve tepeden inmelik- vardır, ve ışığın yanı sıra gece.
Dostluk kurmaya henüz ehil değildir kadın: kedidir hala kadınlar, ve kuş. Ya da, en iyi ihtimalle, inek.
Dostluk kurmaya henüz ehil değildir kadın. Lakin söyleyin bana, ey siz erkekler, hanginiz dostluk için uygun ehliyete sahipsiniz ki?” (s. 81)

“Fazlasıyla tatlı meyveler - sevmez bunları savaşçı. Bu sebeple sever kadını; en tatlı kadın dahi acıdır zira.
Kadın, çocukları erkeklerden daha iyi anlar, lakin erkek daha çocuktur kadından.
Bir çocuk gizlidir sahih erkekte: Oynamak ister. Haydi kadınlar, keşfedin bakalım erkekteki bu çocuğu!” (s. 89-90)

“Dostlarım, şöyle eğlenildi dostunuzla: "Bakın şu Zerdüşt'e! Hayvanlar arasında dolaşır gibi dolaşmıyor mu aramızda?"
Fakat şöyle dense daha iyi olurdu: "İdrak sahibi kişi, insanlar arasında, hayvanlar arasındaymış gibi dolaşır."
İdrak eden kişi için, insanın ta kendisi, kırmızı yanaklı bir hayvandır.” (s. 110)

“Ve bir dost kötülük ederse sana, şunu söyle ona: "Bağışlıyorum seni bana yaptığından ötürü, ancak bizzat kendine yaptığını - nasıl bağışlarım bunu?" (s. 112)

Friedrich Nietzsche
Böyle Buyurdu Zerdüşt
Özgün adı: Also Sprach Zarathustra
Çev: Murat Batmankaya
4. Baskı
Say Yayınları
İstanbul
2010
392 sayfa.

Next Post Previous Post
2 Comments
  • KİTAPLARA KAÇANLAR
    KİTAPLARA KAÇANLAR 31 Aralık 2018 16:39

    Maalesef Tanrı Öldü ifadesi ülkemizde hep yanlış anlaşılmış ve buda Nietzsche'nin baştan yanlış anlaşılmasına yol açmıştır. Konu ile ilgili yaptığınız dipnot alıntıları önemli tespitler içeriyor.

    • Cavanşir Gadimov
      Cavanşir Gadimov 31 Aralık 2018 23:30

      Teşekkürler, iyi okumalar

Add Comment
comment url

Benzer yayınlar