Johann Wolfgang von Goethe - Genç Werther'in Acıları

Alman edebiyatçı ve politikacı Johann Wolfgang von Goethe’nin 1774’te yazdığı “Genç Werther'in Acıları” romanı, yazarı sadece 25 yaşında tüm Avrupa’da ünlü yapmıştı. Büyük etki oluşturan roman en çok da ilk çıktığı dönemde etkisinde kalanların ana karakter gibi intihar girişimine kalkışması ile biliniyor.

Okuduğum kitabın girişinde çevirmen Yüksel Pazarkaya’nın roman üzerinde bir değerlendirmesi yer alıyor. “Bireysel özgürleşme ve aydınlanma sürecinin romanı olan "Werther" günümüzedek etkisinden ve öneminden hiçbir şey yitirmedi.” (s. 10) diyen Pazarkaya, yazıda romandaki ana karakter Werther ile yazar Goethe’nin yaşadıkları, özellikle de aşkları arasındaki benzerliklere değiniyor. Yani bir anlamda Goethe kendi aşk acılarını bu romanla dile getiriyor. Goethe’nin de yaşamında romanda Werther’in aşık olduğu Lotte isimli ilgi duyduğu bir kız vardı ve bir başkası ile evleniyor. O da Werther gibi kızdan ayrılıyor ve ölüm sonrası yaşamda beraber olma konuşmaları yapıyor.

Çevirmen Pazarkaya ayrıca romanın Alman Aydınlanması’nın bir ürünü ve onu öne çıkartan bir eser olduğuna değiniyor ve Georg Lukacs’ın roman üzerindeki görüşlerini aktarıyor: "Werther" romanını Alman Aydınlanması'nın bir ürünü olarak değerlendiren Georg Lukacs, bu romanın yayımlanır yayımlanmaz dünya çapında ünlenmesiyle Alman Aydınlanması'nın Avrupa'da öne çıktığını belirtiyor. Aydınlanmanın özü akılcılık, akılcılık ise birey olmakla olası.” (s. 13)

Romanda Homeros’tan çok sık söz ediliyor. Ana karakter Werther zaman buldukça Homeros okuyor, ondan bahsediyor, hatta aşık olduğu, tutkuyla bağlandığı, onun yolunda ölmeye razı olduğu Lotte ile son görüşmesinde de Homeros’tan uzun bir parça okuyor. İçinde çok sıkça ölümün geçtiği bir bölüm. Bundan dolayı Goethe, Homeros’un öğrencisi ve 19. yüzyıl gerçekçiliğinin de öncüsü olarak değerlendiriliyor.

“Homeros'un öğrencisi olarak gördüğü genç Goethe, "Werther" ile yalnızca 18. yüzyıl yazınının doruklarından birini yaratmakla kalmıyor, Lukacs'a göre, aynı zamanda 19. yüzyıl gerçekçiliğinin de öncüsü oluyor.” (s. 15)

MEKTUP ROMAN

Romanın çoğu Werther’den arkadaşı Wilhelm’e mektuplar şeklinde yazılmış. Romanın başında çok kısa ve sonunda da bazı bölümler anlatıcının dilinden aktarılıyor. Ancak son bölümde de anlatıcı onu tanıyanlardan aldığı bilgilerle birlikte çok sık Werther’in mektuplarından alıntılar şeklinde anlatıyor yaşananları.

Romanda Wilhelm’e yazılan mektuplar yer alıyor ancak onun Werther’e ne cevap yazdığını ya da ne söylediğini çok az, yine Werther’in mektuplarından öğreniyoruz. Onlardan biri ve yine Werther (ya da Goethe’nin) Homeros’tan övgüyle bahsettiği bir bölüm: “Kitaplarını göndereyim mi, diye soruyorsun? - Canım, Tanrı aşkına, lütfen, bırak onlar uzak dursunlar benden! Artık yönlendirilmek, dürtülmek, şevklendirilmek istemiyorum, bu yürek zaten kendiliğinden kabarıyor yeterince; bana ninni gerek, onu da Homer'imde bol bol buldum.” (s. 26)

Werther’in Lotte ile tanışmadan önceki mektuplarında çevresini, insanı, insanlığı sorgulayan pek çok kısım görüyoruz. Bu düşüncelerini arkadaşı ile paylaşıyor. Bir yandan da düşünceleri, yaşama farklı bakış açısı onun toplumda diğer insanlarla iletişimini de etkiliyor. Bazen anlaşılamadığını ve olaya farklı yaklaşımından dolayı iletişim kurmakta da zorlandığını anlatıyor.

Bir mektubunda, “İnsanların burada nasıl olduklarını sorarsan, yanıtım şu olur: her yerdeki gibi! Bu insan soyu denen, pek tekdüze bir şey. Pek çoğu, zamanın en büyük bölümünü sırf yaşamak için harcıyor ve kalan bir parçacık özgürlükten de öylesine korkuyor ki, ondan kurtulmak için elinden geleni yapıyor. Ey, insan yazgısı!” (s. 28) diyen Werther, bir diğerinde ise “Çocukların neyi, niçin istediklerini bilmedikleri konusunda, bütün yüksek öğretmenler ve hocalar hemfikirIer; ama çocuklar gibi yetişkinlerin de bu yeryüzünde sendeleye sendeleye dolandıkları, onlar gibi, nereden gelip nereye gittiklerini bilmedikleri, aynı biçimde gerçek amaçlar için uğraşmak yerine, bisküi, pasta ve huş sütlacıyla yönetildikleri konusuna gelince: kimse buna inanmak istemiyor, ama sanırım, elle tutulacak denli açık bu.” (s. 30) diye yazıyor arkadaşına.

“Dünyada her şey bir rezilliğe çıkıyor ve kendi tutkusu, gereksinimi olmadan, başkaları istiyor diye, para ya da şan için çalışıp didinen bir insan budalanın tekidir.” (s. 61)

Ancak Lotte ile tanıştıktan sonra ise Werther’in mektuplarının çoğu hisleri, duyduğu aşk, Lotte ve sevgi üzerinedir. Arkadaşına Lotte’yi öve öve bitiremez. Ancak bir yandan da acı çekmeye başlar. Aşkına karşılık bulamadığı için. Hiçbir zaman ulaşamayacağı için.

Werther, Lotte ile karşılaşmadan önce ise uyarılmıştı. Belki şaka karışığı bir uyarılmaydı bu. Ona “bu kıza sakın âşık olmaması gerektiği, nişanlı olduğu” söylenmişti. Ancak kendini bu aşka kaptırmaktan da alamamıştı Werther. Daha sonra da yine Lotte’ye âşık olan başka bir gencin bu aşk yüzünden nasıl deli divane olduğuna şahit de olmuştu. Belki kendisi de bu hale düşmemek için Lotte ile ölümden sonraki hayatta yeniden buluşmak için göçüp gitmeyi tercih etmişti.

“Dünyada insana sevgiden daha gerekli bir şeyin olmadığı kesin. (s. 73) diye yazan Werther, bir mektubunda da sadece bu cümlelere yer vermişti: “Evet, sadece bir yaya gezginim, yeryüzünde bir derviş! Ya siz, siz daha fazla bir şey misiniz?” (s. 104)

Belki de bu cümlelerle yeryüzünden göçüp gideceği mesajını artık o zamandan vermeye başlamıştı. Çünkü artık karşılık bulamadığı aşkı artık bir saplantı halini almıştı. Istırabı, acıları artmıştı. Çünkü artık Lotte’nin kocası da onun bu kadar evlerine girip çıkmasından rahatsız olmuş, karısından onu uzaklaştırmasını istemişti. Lotte de bunu yapmıştı.

Werther ise artık aşk yerine büyük bir boşluk duyuyordu ve şöyle yazıyordu mektuplarının birinde: “Ah, bu boşluk, burada göğsümde hissettiğim bu korkunç boşluk! - Sık sık düşünüyorum: onu bir defa olsun, yalnız bir defacık şu bağra basabilsen, bütün bu boşluk dolardı.” (s. 114)

Bütün bu boşluk, acılar, aşkına kavuşamama durumu onu intihara sürükledi. Geride ise son bir mektup bıraktı. Her şeyi açıklamaya çalıştığı, Lotte’ye yazılan bir mektup.

Johann Wolfgang von Goethe
Genç Werther'in Acıları
Çeviren: Yüksel Pazarkaya
Cumhuriyet
1999
160 sayfa.

Next Post Previous Post
2 Comments
  • EMİNE ÖZTÜRK
    EMİNE ÖZTÜRK 8 Şubat 2017 11:16

    her okuduğumda beni yeniden etkilemeyi başaran kitaplardan... yayınlandığı dönemde intiharları teşvik eder diye yasaklandığını okumuş çok da şaşırmıştım. :)

    • Cavanşir Gadimov
      Cavanşir Gadimov 8 Şubat 2017 23:04

      Evet farklı bir aşk hikâyesi.

Add Comment
comment url

Benzer yayınlar