A. S. Puşkin - Yüzbaşının Kızı
Kitabın 1958 yapımı film uyarlamasından bir kare. |
Aleksandr Sergeyeviç Puşkin, en çok okunan eserlerinden biri de Yüzbaşının Kızı isimli tarihi romanıdır. Bir yandan geç bir Rus subayıyla, bir kalenin komutanının kızı arasındaki aşkı anlatan Puşkin, bir yandan da Rusya’daki en kanlı isyanlardan biri olan Pugaçev ayaklanmasını anlatıyor. Bu iki olay bir biriyle iç içe ilerliyor ve bazen de kesişiyor.
Roman bir köyde emekli bir generalin evinde başlar. Puşkin’in eserlerinde kırsalda köy evinde, kendi toprağı ve sahip olduğu köylüler arasında Rus asilzadelerini görmek alışılmış bir şeydir. İşte böyle bir ortamda Andrey Petroviç Grinyov, oğlu Pyotr Andreyiç Grinyov’u daha doğmadan askere yazdırır. Tabii çocuğun kız doğma ihtimali de olmasına rağmen.
Pyotr Andreyiç, askerlik yaşına kadar köyde eğitilir, Fransız hoca bile tutulur ve her türlü yetişmesi sağlanır. Tam başkente subay olarak gideceğini düşünürken, babası fikrini değiştirir ve oğlunun daha iyi yetişmesi, başkentin baştan çıkarıcı ortamından korumak için sınır birliğindeki general arkadaşına mektup yazıp oraya gönderir. Pyotr Andreyiç de sınır iline gelir ve buradan da Rusya’nın en güneyinde, Orta Asya sınırındaki kaleye gönderilir.
Olaylar Pyotr Andreyiç’in dilinden anlatılıyor. Sınır kalesine giderken bir kale görmeyi beklerken önüne ancak tahtalarla çevrili bir köy çıkar. İşte kale burasıdır. Komutan olarak bir Yüzbaşı, birkaç subay ve 100 civarı asker vardır. İlk başta her şey iyi gider. Ancak kısa sürede Pyotr Andreyiç, başka bir subay olan Şvabrin ile yazdığı bir şiir yüzünden tartışırlar. Olay düelloya kadar gider.
Aslında olay şiir yüzünden değildir. Şiirde Maşa isimli bir kızın ismi geçer. Yüzbaşının kızının ismi de Marya İvanovna’dır yani kısaca Maşa. Şvabrin kıza evlenme teklifi etmiş ve ret cevabı alınca da ona ilgi duyacaklara karşı kötülük eder. Pyotr Andreyiç bu bunlardan nasibini alır.
Yüzbaşının kızı ile romanın kahramanı arasında bir aşk gelişirken, diğer yandan da Rusya’da bir isyan çıkar. Hapiste olan Pugaçev kaçar ve yanına Kazakları (Don Kazakları (Slav), Türk Kazaklar değil) da alarak bir isyan başlatır. Kısa sürede de isyan yayılır, Pugaçev kaleler üstüne kaleler alır. Pyotr Andreyiç’in de olduğu kaleyi alırlar ve darağacında asılmaktan kıl payı kurtulur.
Puşkin bir yandan Pugaçev isyanını, isyan sırasında yaşananları anlatıyor. Diğer yandan ana karakter Pyotr Andreyiç ve aşkına kavuşmak için atıldığı zorlukları sıralıyor. Genç bir subay olarak Pyotr Andreyiç, saf aşkla sevdiği kız için ölmeyi bile göze alır. Onu kurtarmak için nice tehlikelere atılır. Marya İvanovna da bu aşkı karşılıksız koymaz, o da sevdiği bu genci kurtarmak için elinden geleni yapar, Çariçeye kadar çıkar.
Pugaçev isyanını anlatan tablo. Ressam: Perov Vasiliy |
Pugaçev isyanı, 1773 ile 1775 yılları arasındaki yaşanmıştı. İsyancılar Kazan’ı bile alır ve neredeyse Moskova ve St. Petersburg’a yürümeye hazırlanırken, bozguna uğratılırlar. Pugaçev ise yakalanır ve idam edilir. İsyan etmesinin sebebi ise kendisinin 3. Petro olduğunu söylemesi ve çar olduğunu ilan etmesidir. Kitapta da aldığı kalelerde çar olarak karşılanmayı ister ve çar olarak davranır. Ancak yanındakiler ise bir grup yağmacı ve çapulcudur.
Puşkin, Pugaçev isyanından bahsettiği yerlerde, isyancı bir Kazak yakalıyorlar. Ne sorarlarsa cevap vermez. Bu sefer Rus askerleri işkence ile yani kırbaçlayarak bir cevap almaya çalışırlar ancak tam başlayacakken adamın dilinin kesik olduğu anlaşılır. Daha önce katıldığı bir isyandan dolayı aldığı bir ceza olmalı. Bunun üzerine anlatıcı şöyle diyor:
“Bugün çarımız Aleksandr'ın insancıl egemenliği altında yaşarken, gözlerimle gördüğüm bu olayı anımsadıkça, eğitimin hızla elde ettiği başarılara, insan sevgisinin bu denli gelişip yayılmasına şaşmadan edemiyorum. Genç adam! Bir gün bu yazdıklarım eline geçerse, en yararlı, en köklü değişikliklerin, ancak ahlakların düzelmesi yoluyla, hiçbir zorlayıcı sarsıntı olmadan gerçekleşenler olduğunu unutma...” (s. 411)
Bir tarihi roman olduğu için Pugaçev isyanı ile birlikte Rusya’nın o dönemde savaştığı ülkelerin ismi de geçiyor kitapta. Tabii bunlardan biri de Osmanlı ile yapılan savaştır. Pugaçev isyanının hemen bastırılamaması, çok yayılabilmesinin sebebi Rusya’nın o yıllarda Osmanlı ile yaptığı savaşlara yoğunlaşmasıdır.
Pyotr Andreyiç, Pugaçev’in isyancıları ile savaşırken, lalası ona şöyle bir öğüt verir:
“Şu ayyaş haydutlarla çarpışmaktan ne zevk alıyorsun efendiciğim! Soylu bir kimseye yakışır mı bu? Günün birinde yok yere kendini ziyan edeceksin. Türklerle ya da İsveçlilerle dövüşsen hadi neyse! İnsan bu haydutların adını bile anamaz!” (s. 451)
Aleksandr Sergeyeviç Puşkin
Yüzbaşının Kızı
Özgün adı: Капитанская дочка
Çev: Ataol Behramoğlu
6. Basım
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
İstanbul
2013
Sayfa 351-492 arası.
Bir türlü okuma fırsatı bulamadığım bir eser.
Demek vakti gelmiş. İyi okumalar.
Duydum ve şimdi sizinle yorumunu okudum artık okumaliyim
Teşekkürler ve iyi okumalar.
Çok uzun zaman önce okumuştum. ama hatırlayamadım bir türlü. kitaplığımda vardı. vakit bulunca okuyayım.
Teşekkürler ve iyi okumalar.
Gorki okuyorum şu an.Puşkin'e sıra gelmedi henüz :)
Ben de Puşkin'den sonra Tolstoy, Gogol, Gorki ve diğerleri şeklinde devam edeceğim.
https://incelemeleryapn.blogspot.com/2021/03/yuzbasnnkzpuskin.html
benim sayfama bakabilir misiniz ?