L. N. Tolstoy - Hacı Murat
Kafkasya, Rusya için her zaman sorunlu bir bölge olmuştur. Daha Rusya İmparatorluğu döneminde, bölge halkının direnişi ile karşılayan Rusya, en son Sovyetler Birliği’nin çökmesinden sonra büyük bir savaş vermek zorunda kalmıştı bölgede. Özellikle Çeçenistan’da Şeyh Şamil döneminde yaşananlar hala dillere destandır.
Lev Nikolayeviç Tolstoy da “Hacı Murat” başlıklı eserinde 1850’in başlarında yaşanan olaylar ve tarihi bir şahsiyet olan Hacı Murat’ın son günlerini anlatıyor. Yazar, romanın başında anlatıcı aracılığıyla bu eserin zaman zaman tarihi gerçekleri kullanarak, zaman zaman da kurmacaya dayanarak bir hikâye anlattığını ifade ediyor. Ancak en önemlisi Tolstoy burada ötekinin hikâyesini anlatıyor. Çünkü Hacı Murat, bir dönem Şeyh Şamil’in yanında yer alarak Ruslara karşı başarılı bir mücadele vermiştir.
Şeyh Şamil döneminde yaşananlar ile ilgili çok kitap ve roman yazılmıştır. Bir kısmında Şeyh Şamil bir kahraman, Çeçenistan’ın özgürlüğü için mücadele eden bir lider, işgalci Ruslara direnen bir komutan olarak anlatılıyor. Tolstoy ise biraz da madalyonun diğer yüzünden bakıyor olaylara. Bir taraftan Hacı Murat’un hikâyesine odaklanırken, diğer yandan Şeyh Şamil ile ilgili tam aksi bir görüntü çiziyor.
Roman, Hacı Murat’ın artık Şeyh Şamil’den ayrılıp Rusların tarafına geçmesi ile başlıyor. Aslında Rusların tarafına geçmekten daha çok onlara sığınıyor. Yine aklında Kafkasya ile ilgili farklı planlar vardır. Ancak yine de Şeyh Şamil’in yanındayken Ruslara göz açtırmayan bu Avar komutan, şimdi onların tarafında ve Şamil’in karşısındadır. Tolstoy, Hacı Murat’ın Rusların tarafına geçmekle yapmayı düşündüklerini şöyle anlatıyor:
“Hacı Murat'ın şansına sarsılmaz güveni vardı. Bir şey tasarlarken başaracağına önceden inanırdı. Gerçekten, çok seyrek karşılaştığı aksamalar dışında, fırtınalı savaşçılık hayatı hep yolunda gitmişti. Bu kez de öyle olacağını umuyordu. Hayalinde; Vorontzov'un verdiği kuvvetlerle Şamil'in üzerine yürüyerek onu tutsak edeceğini, öcünü alacağını, Rus Çarı tarafından ödüllendirilince yalnız Avarya'nın değil, bütün Çeçenlerin başına geçeceğini canlandırıyordu.” (s. 35-36)
Hacı Murat ile Şeyh Şamil’in çok karışık ilişkileri söz konusudur. İlk önce bir birlerine düşman (kan davası) olurlar. Sonra müttefik olurken, Hacı Murat Şeyh Şamil’in naibi olur. Araları yine açılınca ise yine bir birine karşı savaşmanın eşiğine gelirler.
Aslında ikisi arasındaki olaylar Şeyh Şamil daha imamlığa, liderliğe yükselmeden önceye dayanıyor. Çeçenistan’da Ruslara karşı gazavat (cihat) başlatan Hamzat’a Avar Hanları baş eğmez ve öldürülürler. Hacı Murat ve kardeşi de sütkardeşleri olan Hanların intikamı için Hamzat’a suikast düzenlerler. Hamzat ölünce de başa Şeyh Şamil geçer. İşte, Hacı Murat ile Şeyh Şamil arasındaki olayların temelinde bölgedeki bu güç çekişmesi geliyor.
Tolstoy hem Hamzat hem de Şeyh Şamil’i anlatırken bir taraftan dindar olduğunu ve Tanrı adına hareket ettiğini söyleyen kişilerin hiç göz kırpmadan adam öldürdüklerine dikkat çekiyor. Bu konuda Hacı Murat’a şunları anlattırıyor:
“Bütün Avar bölgesi Hamzat'a boyun eğdi, yalnız kardeşim ile ben direniyorduk; Hanların öcünü alacaktık. Boyun eğmiş gibi göründük ama aslında yalnızca fırsatını kolluyorduk. Dedemize akıl danıştık. Hamzat, saraydan çıktığı sırada pusuya yatarak onu haklamaya karar verdik. Birisi konuştuklarımızı duymuş, Hamzat'a haber vermiş. Dedemizi çağırdı. 'Bana bak,' dedi, 'torunların bana karşı kötülük hazırlıyorlarmış. Doğruysa seni de onlarla birlikte sallandırırım! Ben Tanrı adına hareket ediyorum.” (s. 80)
Hacı Murat, Hamzat’a camide suikast düzenler ve kaçar. Kardeşi bu sırada ölür. Ancak daha sonra Ruslar tarafından yakalanır. Tiflis’e götürülürken kaçar. Bu sefer de Şeyh Şamil’e sığınır ve onun tarafından Ruslara karşı savaşır. Şeyh Şamil’le arası açılınca da Ruslara sığınır, Şamil’e karşı savaşmak istediğini söyler. Şamil ise bu arada onun ailesini esir almıştır. Hacı Murat onları kurtarmadan Şamil’e karşı savaşmayacağını söyler Ruslara. Ruslar tarafında ise Hacı Murat’ın aslında bir casus olarak Şamil tarafından gönderildiğini düşünenler var.
Tolstoy bu romanda bir yandan Hacı Murat’ın nasıl kahraman ve yiğit olduğunu anlatırken diğer yandan da Şamil ile ilgili olumsuz bir tablo çiziyor. Mesela en başta Şamil’in Avar Hanlarından birini kayadan atarak öldürdüğünü birkaç yerde tekrarlıyor. Başka bir yerde ise kalesine dönen Şamil’in tek istediğinin haremindeki en genç karısının yanına gitmek olduğunu, buna rağmen istemeyerek de olsa ilk önce namaz kıldığını ve ihtiyarlar meclisi ile ilgilendiğini anlatıyor. Benzer şeyleri Tolstoy Rus Çarı Nikolay ile ilgili da söylüyor.
“Fakat Şamil'in o anda canı ne bir şey yapmak, ne de düşünmek istiyordu. Yalnızca aile yuvasında dinlenmeyi, en sevdiği on sekiz yaşındaki karısı kara gözlü, çevik hareketli Aminet'in sevgisini tatmayı arzuluyordu.” (s. 118)
Hacı Murat, Rusların yanında hem saygı görür hem de kuşkuyla karşılanır. Silah taşımak, serbest dolaşmak gibi hakları vardır ancak yanına hep asker verirler. Tek istediği ise ilk önce ailesini kurtarmaktır. Ondan sonra Ruslara Şamil’e karşı savaşta yardım edecektir. Uzun uğraşlar verir ancak ailesinin kurtarmayı bir türlü başaramaz. En son Tiflis’ten Nuha’ya (şimdiki adıyla Şeki, Azerbaycan’ın kuzeyindeki şehir ve benim de memleketimdir) gönderilmesini ister.
“Nuha'da Hacı Murat'a camiyle han sarayına yakın küçük, beş odalı bir ev verildi.” (s. 134) Burada bir süre kalır ancak ailesi ile ilgili iyi haber alamaması sonucu Ruslardan kurtulmaya karar verir. Yanındaki beş adamıyla Şeki kalesinden kaçar, koruma olarak verilen Rus askerleri de öldürür. Ancak çok uzaklaşamaz bir pirinç tarlasında mahsur kalır. Onları arayan çok sayıda askerle uzun süre çatışır ve en sonundan öldürülür ve kafası kesilerek Rusya’ya götürülür. Bedeni ise öldüğü yerde defnedilir. Hacı Murat’ın kabri, Azerbaycan’ın Gah şehri yakınlığındadır.
Tolstoy’un bütün anlattıklarından Hacı Murat’la ilgili şu kanıya varıyor insan. Yaşadığı ve yaptığı her şeye rağmen kahraman birisi olmuştur. Ortama ve şartlara göre yapması gerekeni yapmıştır.
Öte yandan Tolstoy bu eserde Rus tarafını da eleştirmekten geri kalmıyor. Roman Tolstoy’un ölümünden sonra yayımlanmıştır ve Rus Çarının talimatı ile askerlerin nasıl Çeçenistan’da köylere saldırdığı, evleri yaktığı, hayvanları öldürdüğü ve ekinleri harap ettiğini anlatıyor. Şeyh Şamil’e karşı böyle bir savaş tarzları vardı.
Lev Nikolayeviç Tolstoy
Hacı Murat
Özgün adı: Хаджи-Мурат
Çev: Nihal Yalaza Taluy
2. Basım
Can Yayınları
İstanbul
2011
155 sayfa.