John Scalzi - Yaşlı Adamın Savaşı (Serinin 1. Kitabı)
John Scalzi’nin “Yaşlı Adamın Savaşı” başlıklı kitabı bir bilim kurgu ve uzay romanıdır. Yazarın yayımlanan ilk kitabı olan bu roman, aynı zamanda “Yaşlı Adamın Savaşı” serisinin de ilk kitabıdır.
Romanın ana karakterinin ismi John Perry’dir. 75 yaşına gelince askere yazılır. Evet, yanlış duymadınız. Scalzi’nin “Yaşlı Adamın Savaşı” evreninde dünyada 75 yaşına varan erkek ve kadınlara uzayda asker olma imkânı tanınıyor. Böyle bir zorunlulukları yok ama eğer askere giderlerse bu durumda yararlanacakları bazı şeyler var.
Bunun en başta avantajı “gençleşmeleri”. 75 yaşında olmalarına rağmen uzayda insanlar tarafından kurulan Koloni Birliği, geliştirdikleri yeni teknolojiler ile ihtiyarları askere yararlı hale getiriyor. Tabii kimse bunun nasıl olduğunu bilmiyor. Eskiyen uzuvlar yerine yeniler mi takılıyor, gençleşme için yeni bir şeyler mi yapılıyor orası kesin değil. Ancak kesin olan şu ki 75 yaşında askere gidiliyor ve savaşa hazır asker yapıyorlar sizi.
Kimsenin bu gençleşmenin nasıl olduğunu bilmemesinin sebebi de giden hiç kimsenin bir daha Dünya’ya geri dönmemesidir. Çünkü askere yazılmanın bir şartı da 10 yıllık askerlikten sonra size yeni bir kolonide yaşama imkânı sunmalarıdır. Artık asla geri dönemezsiniz ve Dünya’da resmi olarak ölü kabul edilirsiniz.
John Perry de daha önce karısı ile kararlaştırdığı gibi askere yazılır ve Dünya’dan ayrılmaya hazırlanır. Çünkü karısı ölmüş, onu Dünya’ya bağlayan artık hiçbir şey kalmamıştır. Zaten 75 yaşına gelmiştir ve gençleşme gibi bir de imkân sunuluyor. Neden kabul etmesin ki? Zaten insanlar da ihtiyar yaşlarında sadece bu sebepten askere katılıyorlar. İmzaladıkları anlaşmanın dördüncü paragrafında da bu var.
“Dördüncü paragraf: Koloni Savunma Güçlerine gönüllü katılarak harp hazırlığını geliştirmek amacıyla Koloni Savunma Güçlerinin uygun göreceği tıbbi, cerrahi ya da iyileştirici perhizlere veya prosedürlere razı olduğumu anlıyorum.”
Huzurlarınızda, benim ve yetmiş beşindeki diğer sayısız insanın her yıl askere yazılma sebebimiz.”
KOLONİ BİRLİĞİ VE KOLONİ SAVUNMA GÜÇLERİ
Perry, bin ihtiyarla birlikte Koloni Savunma Gücü askeri olarak uzaya çıkar ve onun için ikinci bir yaşam başlamış olur. Tabii insanların uzayda kurduğu koloniler o kadar yakın değil. Buralara gitmek sıçrama iticisi olan uzay gemileriyle yapılıyor. Peki, Dünya’ya en yazık koloni nerededir? Onu da şöyle öğreniyoruz.
“Dünya’ya en yakın koloni olan Alfa seksen üç ışık yılı uzaklıktadır. Bu da gezegenler arası dedikodu yapmayı zorlaştırır.”
Buradan sonra aklınıza iki soru gelebilir. İnsanlar neden uzayda farklı dünyaları kolonileştirme ihtiyacı duydu? İkincisi ise neden uzayda Koloni Savunma Güçlerine, yani uzayda askerlere ihtiyaç var?
Yazar John Scalzi romanda ayrıntılı olarak anlatmasa da zaman zaman Dünya’da kıtalar arasında yaşanan bir savaşta kaybeden tarafın uzaya çıkmak ve kendine yeni ev aramak zorunda kaldığını anlatır. Kaybeden tarafta en başta Hintlilerin olduğunu öğreniyoruz.
“Alınlarındaki o beneklerde atom bombaları patlattık! Savaşı biz kazandık! Kazanmanın bir anlamı olmalı. Bir de şu yaşananlara bak. Kaybettiler, ama onlar evreni kolonileştirirken biz ancak onları korumak için gidebiliyoruz!”
UZAYDAKİ ZEKİ VE BENZER CANLI TÜRLERİ
Uzaya açılan insanlar burada sadece koloniler kurmamışlar. Aynı zamanda diğer zeki ve medeniyet sahibi uzaylı ırklarla da karşılaşmışlar. Bunun bir avantajı koloniler bu ırklardan teknoloji transferi yaparak daha da gelişmişler. Dünya’nın çok ötesinde ve gelişmiş teknolojiye sahip olmuşlar. Mesela 75 yaşındaki ihtiyarları asker yapacak donanıma sahipler. Uzayda seyahat için sıçrama iticileri var ve sair.
Ancak bu avantajlara ek olarak bir de önlerinde bir dizi sorun var. Bunların başında da uzaydaki canlı türleri arasındaki savaşlar ve kolonileşme yarışı geliyor. Bundan dolayı da savaşlar için çok sayıda askere ihtiyaç duyuyorlar. 75 yaşına gelmiş insanları asker olarak toplamalarının sebebi de budur.
“İnsanlığın iki sorunu var,” dedi Yarbay Higgee. “İlki diğer zeki ve benzer canlı türleriyle bir kolonileşme yarışı içinde olması. Kolonileşme, ırkımızın varlığını sürdürebilmesinin anahtarı. Bu kadar basit. Ya kolonileşeceğiz ya da diğer ırklar tarafından sıkıştırılıp sınırlandırılacağız. Rekabet çok yoğun. İnsanlığın zeki ırklar arasında çok az müttefiki var. Aslında çok az ırk arasında ittifak bulunuyor ve bu durum, insanlık yıldızlara adım atmadan çok önce de böyleydi.
“Uzun vadede diplomasi ihtimaline dair hisleriniz ne olursa olsun, işin gerçeği şu ki yoğun ve kıyasıya bir rekabet içindeyiz. Yayılmayı bırakıp tüm ırkların kolonileşmesini mümkün kılacak barışçıl bir çözüme kavuşmayı umamayız. Böyle bir şey, insanlığı başarısızlığa mahkûm etmek olur. Biz de bu yüzden kolonileşmek için savaşıyoruz.
“İkinci sorunumuz ise, kolonileşmeye uygun gezegenlere rastladığımız zaman bunlarda genellikle zeki canlılar bulunması. İmkân olduğunda yerel nüfusla birlikte yaşıyoruz ve onlarla karşılıklı bir uyum sağlamaya çalışıyoruz. Maalesef çoğunlukla hoş karşılanmıyoruz. Böyle şeyler yaşanması üzüntü verici, fakat insanlığın ihtiyaçları birinci önceliğimiz ve öyle de olmak zorunda. Ve bu yüzden öyle zamanlarda Koloni Savunma Güçleri işgalci bir kuvvet haline geliyor.”
GELİŞMİŞ SÜPER ASKERLER
John Perry ve onunla birlikte aynı dönemde askere katılan kadın ve erkek bütün yaşlılar uzayda, kolonilerde yeni bir yaşama başlarlar. Bekledikleri gibi gençleşirler. Güçlü ve kuvvetli 50 yıl önceki hallerine dönerler. Bunun nasıl yapıldığını spoliler vermemek için yazmıyorum. Ancak yeni hallerinde bir dizi yenilik var. En başta tamamen teknolojik bir kanları var ve beyinlerinde de kişisel bir bilgisayarları.
“Koloni Savunma Güçleri kafayı çalıştırıp insan kanının kıçına tekmeyi bastı. Kanın yerini AkıllıKan aldı. AkıllıKan mikroskobik boyutlu milyarlarca robottan oluşur. Bu robotlar kanın yaptığı her şeyi daha iyi yaparlar. AkıllıKan organik olmadığı için biyolojik tehlikelerden etkilenmez. BeyinDostunuzla konuşarak milisaniyeler içinde pıhtılaşır-kahrolası bacağınızı kaybetseniz bile kan kaybından ölmezsiniz. Ama şu anda sizin için daha önemli olanı şu: AkıllıKan’ın her ‘hücresi’ doğal kan hücrelerinden dört kat daha fazla oksijen taşıma kapasitesine sahiptir.”
Ana karakter bir asker olarak KSG’de iyi bir başlangıç yapar ve sürekli yükselir. Bir asker olarak çok farklı zeki canlı türleri ile savaşırlar. Bazıları insanlardan çok zayıf, bazıları ise çok daha gelişmiştir. Ancak en büyük sorun bu değil. Bazı uzaylı türleri insanları birer yiyecek olarak görür ve kolonilere bundan dolayı saldırırlar. Mesela Salonglar ile ilgili şunu anlatıyor Perry:
“Salonglar bir ara insanlardan iyi yemek olacağına karar vermişler; o yüzden insanlara saldırıp bir insan eti çiftliği kurmuşlar. Birkaçı hariç tüm yetişkin erkekler öldürülmüş ve hayatta tutulanların spermi ‘sağılmış.’ Kadınlar suni olarak döllenmiş. Yeni doğan bebeklerse alınıp özel bir kümese tıkılmış ve buzağılar gibi beslenilip semizletilmişler.”
John Scalzi, bütün ayrıntılarıyla güzel bir bilim kurgu evreni kurgulamış. Sıçrama iticilerinin nasıl çalıştığı, insanın nasıl gençleştiği, süper koloni askerlerini nasıl yapıldığı bunlardan bir kaçı. “Yaşlı Adamın Savaşı” aynı isimli serinin birinci kitabı olması dolayısıyla bu evrene sadece bir giriş sağlıyor. Serinin devamında Perry, koloniler ve Dünya’yı neler beklediğini merak ediyor ve devam kitaplarını okumaya sabırsızlanıyorum.
John Scalzi
Yaşlı Adamın Savaşı
Özgün adı: Old Man’s War
Çev: Cihan Karamancı
İthaki Yayınları
İstanbul
2012
304 sayfa.
Uzay konulu kitapları çok severim Çok güzel bir kitaba benziyor teşekkürler.
Teşekkürler, iyi okumalar.
Hiç bilmediğim bir seri. Galiba biraz klasiklerin dışına da çıkmam gerek. Tavsiye için teşekkürler.
Bilim kurgu ve uzay ilginizi çekiyorsa bakabilirsiniz.