Kitap yorumu ve özeti: Lev Tolstoy – Savaş ve Barış (Cilt 1 ve 2)
Ünlü Rus yazar Lev Tolstoy’un Savaş ve Barış romanı, tüm zamanların en iyi kitaplarından biri olarak kabul ediliyor. Toplamda dört ciltten oluşan kitap, birçok açıdan dönemin Rus toplumunu, siyasi hayatını, Avrupa’daki savaşları ve Rusya ile Napolyon Bonapart liderliğindeki Fransa ile yaşanan savaşları anlatıyor. Ancak en önemlisi romandaki karaktetler üzerinde belli başlı insan davranışları, hırsları, arzuları ele alınıyor.
Lev Tolstoy – Savaş ve Barış kitap yorumu
Tolstoy için “sosyolog” benzetmesi yapılıyor. Eserlerinde toplumu, halkı, insanları ve karakterlerini öyle anltıyor ki yazarın gerçekten de hem toplumu hem de insanların iç dünyasını çok iyi anladığı ve analiz ettiği anlaşılıyor. Bundan dolayı da eserlerinde, karaktererine çok derin anlatımlar yüklüyor. Her birinin iç dünyasını iyi analiz ederek anlatıyor. Bu açıdan Savaş ve Barış, herkesin okuması gereken dünya klasiklerinden biridir diyebilirim.
Savaş ve Barış, 19. yüzyılın başındaki Rus toplumu, sosyetesi, siyasi durumu, askeri gelişmeleri anlatıyor. Ancak bu kitap sadece tarihi olayları anlatmakla kalmıyor Kitapta yer alan karakterlerin benzerleri ve yaşanan olaylara benzer gelişmeleri, insan tiplerini günümüz toplumunda da görebiliriz. Elen gibi kadınları, Anatol gibi erkekleri, Knyaz Andrey gibi insanları günümüz toplumunda da her zaman vardır. Bu açıdan Tolstoy’un bu eseri kendi zamanının da ötesinde toplumu iyi anlayıp anltmasıyla öne çıkan bir kitap.
Okur olarak yorumum
Savaş ve Barış toplamda 1600 sayfayı aşan ve kalınlığı ile muhtemelen birçok okuru korkutan bir kitap olabilir. Ancak çok kolay okunduğunu söyleyebilirim. Tabii zaman zaman bazı kısımları sıkıcı bulmuş olabilirim. Ancak bir kere Tolstoy’un yazım tarzına, anlatımına, Rus toplumu, olayları ve karakterleri derinlemesine betimlemesine alıştınız mı akıcı ve çok zevkli bir okuma olduğunu söyleyebilirim.
Tolstoy'un diğer kitapları ile ilgili yorum ve incelemeler
Tolstoy - Savaş ve Barış romanının konusu
Roman 1805. yıl ile başlıyor. Rusya’da Napolyon ile savaşın başlayabileceği ile ilgili söylentiler dolaşıyor. Bu söylentiler devam ederken yazar okura Rusya’da soylu sınıfının durumunu anlatıyor. Para için, yüksek rütbe ve görevler için neler yaptıklarını, kendi aralarında nasıl bir ilişkileri olduğunu öğreniyoruz. Bunun da ötesinde Rus toplumunun yapısını görüyoruz.
Kitabın başındaki en ilginç kısım, Kont Bezuhov’un ölüm yatağında olduğu yerdir. Herkes bu eve kontun zenginliğinden bir pay kapabilmek için üşüşür. Gayrimeşru oğlu (Piyer) ve 3 kızı var. Kont ölüm yatağındayken, yakınlarda başka bir asilzade aile olan Rostovlarda ise ziyafet var. Kont Rostov’un eşi ve kızının doğum günü kutlanıyor. Tolstoy bir tarafta ölüm diğer tarafta ise doğum ve kutlamaya işaret ederek toplumun en önemli gerçeklerine dikkat çekiyor. Bir anlamda bir birine zıt olay olarak görülse de aslında bir birini tamamlayan iki olay.
Romanın önemli karakterlerinden biri olan Marya, arkadaşı J. Kuragina’ya yazdığı mektupta ise Kont Bezuhov ile ilgili olayı şöyle anlatıyor:
“Bu günlerde bütün Moskova'yı meşgul eden en büyük haber Kont Bezuhov'un ölümü ve mirası. Aklınıza gelir miydi, üç prenses çok küçük bir şey aldı, Prens Vasili hiçbir şey alamadı, her şey Kont Bezuhov'un oğlu olarak resmen tanınan Mösyö Piyer'e kaldı ve Rusya'daki en büyük servetlerden birinin sahibi oldu. Prens Vasili'nin bütün bu işlerde çok çirkin bir rol oynadığı ve başarısızlığından dolayı çok utanmış bir halde Peterburg'a döndüğü söyleniyor. Bu miras ve vasiyet işlerinden pek anlamadığımı itiraf edeyim; bildiğim tek şey hepimizin bugüne kadar Mösyö Piyer adıyla tanıdığımız genç adamın Kont Bezuhov ve Rusya'daki en büyük servetlerden birinin sahibi haline geldiğidir. Kızlarını evlendirmeye niyetli olan annelerin hatta bizzat kızların, laf arasında belirteyim, ben de her zaman sefil bir adam izlenimi uyandırmış olan bu kişiye karşı olan tavırlarındaki ve yaklaşımlarındaki değişimi görmek beni çok eğlendiriyor.” (s. 147)
Yazar daha sonra savaşa doğru giden bir toplumun nasıl bir durumda olduğunu anlatıyor. Çünkü kısa süre sonra Rusya, Napolyon ile bir savaşa başlayacak. Lev Tolstoy'un Savaş ve Barış romanında tasvir edilen ve tarihte de yer alan savaşlar şunlar:
- Üçüncü Koalisyon Savaşı (1805): Romanın ilk cildinde yer alan bu savaş, Napolyon'un Avusturya ve Rusya'ya karşı kazandığı zaferlerle sonuçlanır.
- Austerlitz Savaşı (1805): Romanın en önemli savaş sahnelerinden biri olan Austerlitz Savaşı, Napolyon'un Rus ve Avusturya ordularını yenerek Avrupa'daki hakimiyetini pekiştirdiği bir dönüm noktasıdır.
- Şitnopol Savaşı (1807): Prusya'nın yenilgisiyle sonuçlanan bu savaş, Tilzit Antlaşması'nın imzalanmasına ve Napolyon'un Avrupa'daki hakimiyetinin daha da genişlemesine yol açar.
Bu savaşlara romanın ana karakterlerinden Andrey Bolkonskiy ve Nikolay Rostov da katılır. Hatta Andres, General Kutuzov’un yaveri olarak görev yapar. Kutuzov, Savaş ve Barış romanında kurgusal olmayan, önemli bir rol oynayan gerçek bir karakterdir. Roman boyunca, Kutuzov, Rus ordusunun bilge ve deneyimli bir komutanı olarak tasvir edilir ve Napolyon'a karşı mücadelede kilit bir rol oynar.
Rus toplumunun Fransa bağı
Tolstoy’un anlatımında sık sık Fransızca konuşmalar, diyaloglar görüyoruz. Dönemin Rus soylu sınıfının özellikle Fransa ile sıkı bağları olduğu dikkat çekiyor. Fransa’da eğitim alıyorlar, Fransız kültürünü benimsiyor ve hatta kendi aralarında sık sık Fransızca konuşuyorlar. Bir yandan Fransızları kendilerine idol olarak belirlemişler, diğer yandan ise Fransızların fiziki saldırısı ve işgali ile de karşı karşıyalar.
Rusya ve Fransa arasında yaşanan ilk savaşta sonra bir barış dönemi başlar. Öyle ki o kadar askerin ölmesi, yaralanmasından sonra Napoleon ve Rus İmparator Aleksandr bir araya gelir, bir birini kutlar ve hiçbir şey olmamış gibi görüşürler. Bu durum karşısında ana karakterlerden Nikolay Rostov şöyle düşünür:
“Rostov ziyafettekileri uzaktan izleyerek uzun süre köşede durdu. Aklında, bir türlü sonuca bağlayamadığı azap verici bir süreç vardı. Yüreğinde korkunç bir şüphe belirmişti. Aklına değişmiş yüz ifadesi ve boyun eğmiş haliyle Denisov, kopmuş kolları ve bacaklarıyla, pisliği ve hastalığıyla bütün hastane geliyordu. Tüm bunlar o kadar canlı geliyordu ki hastanedeki ölü beden kokusunu hissetti ve bu kokunun nereden geldiğini anlayabilmek için çevresine bakındı. Aklına artık İmparator Aleksandr'ın sevdiği ve saydığı bir imparator haline gelen küçük, beyaz elli, halinden memnun Bonaparte geliyordu. Durum buysa kollar, bacaklar neden kopmuş, insanlar neden ölmüştü? Aklına ödüllendirilen Lazarev, cezalandırılan ve affedilmeyen Denisov geliyordu. Kendini içinde bulduğu bu garip düşünceler onu korkutmuştu.” (s. 562)
Savaş ve Barış’tan bir alıntı
“Bazen Piyer, savaşta askerlerin siperde düşman ateşi altında yapacak işleri olmadığı zaman tehlikeyi unutmak için kendilerine bir iş bulmaya gayret ettiklerini anlatan bir hikâyeyi hatırlardı. İnsanlar Piyer'e, kendilerini avutan bu askerler gibi görünüyordu: Kimi mevki düşkünlüğiyle, kimi kumarla, kimi kanun yazmakla, kimi, kadınlarla, kimi oyuncaklarla, kimi atlarla, kimi siyasetle, kimi avla, kimi şarapla, kimi devlet işleriyle avunuyordu. "Değersiz, önemsiz bir şey yok, hepsi bir; elverir ki, mümkün olduğu kadar 'ondan' kurtulayım! Elverir ki 'onu', bu korkunç gerçeği görmeyeyim." (s. 729)
Savaş ve Barış kaç cilt, kaç kitap?
Tolstoy Savaş ve Barış eserini 4 cilt olarak yazdı. Ancak çoğu yayınevi ciltleri ikişer ikişer basmayı tercih ediyor ki sonuçta piyasada Savaş ve Barış genelde 2 kitap olarak satılıyor. Burada 1. ve 2. ciltlerden bahsedeceğiz. 1. Cilt, 3 ana bölümden oluşuyor. 2. Cilt ise 5 ana bölümden oluşuyor.
Bu iki cilt, 1805 ile 1812 yılları arasındaki olayları anlatıyor. Savaş ve Barış’ın özetine geçmeden önce kitaptaki önemli karakterlein kimler olduğuna bakalım.
Savaş ve Barış romanının ana karaketleri
Piyer (Pierre) Bezuhov: Piyer Bezuhov (ya da Bezukhov), zengin bir asilzade olan Kont Kirill Vladimiroviç Bezuhov'un gayrimeşru oğlu oğludur. Romanın merkezi figürlerinden biri olan Piyer, babasının ölümü ile tüm zenginlik ona kalır. Ayrıca İmpratorun imzaladığı bir belge ile de Kont babasının varisi olarak Kont Piyer Bezuhov unvanını alır.
Piyer, zeki, ahlaklı, içten ve iyi kalpli bir karakter olarak tasvir edilir. Ancak aynı zamanda, toplumda yerini bulmakta zorlanan, kimlik arayışında olan ve hayatın anlamını sorgulayan bir kişidir. Roman boyunca Piyer, bir dizi iyi niyetli ama genellikle yanlış yönlendirilmiş girişimde bulunurken, olgunlaşma ve kendini keşfetme yolculuğuna çıkar.
Piyer'in hikayesi, Savaş ve Barış'ın ana temalarından bazılarını yansıtır: hayatın anlamı, kader ve özgür irade, sevgi ve kayıp, savaş ve barış. Piyer'in karakter gelişimi, okurlara insan ruhunun karmaşıklığı ve güzelliği üzerine derin bir bakış açısı sunar.
Piyer (Pierre) Bezuhov, edebiyat tarihinde en ikonik ve sevilen karakterlerden biridir. Karmaşıklığı, derinliği ve insaniyeti ile okurları etkilemeye ve ilham vermeye devam ediyor.
Andrey Bolkonskiy: Zengin ve saygın bir ailenin oğlu olan Andrey, romanın en önemli kahramanlarından biridir. Andrey zeki, hırslı ve idealist bir genç adam olarak tasvir edilir. Askeri bir kariyere sahip olmayı arzular ve Napolyon Savaşları'nda kahraman olmak ister. Bu istek, Andrey'i 1805'te Austerlitz Savaşı’na ve 1812'de Borodino Savaşı'na katılmaya yönlendirir.
Ancak Andrey, savaşın vahşetinden ve anlamsızlığından hızla hayal kırıklığına uğrar. Özellikle Borodino Savaşı'nda yaşadığı deneyimler, Andrey'in dünya görüşünü derinden etkiler ve hayattan ne istediğini sorgulamasına neden olur.
Savaşın dışında Andrey, aşk, aile ve kimlik gibi temalarla da boğuşur. Liza Bolkonskaya ile olan evliliği mutsuzlukla sonuçlanır. Daha sonra Nataşa Rostova'ya aşık olur, ancak bu ilişki de çeşitli engellerle karşılaşır.
Andrey, tüm bu zorluklara rağmen, ahlaki açıdan sağlam ve onurlu bir adam olarak kalmaya çalışır. Kendini sürekli olarak geliştirmeye ve daha iyi bir insan olmaya çabalar.
Nikolay Rostov: Nikoly, roman başladığında 20 yaşında bir gençtir bir üniversite öğrencisidir. Napolyon'un işgalci Fransız güçlerine karşı savaşmak için vatansever bir hevesle eğitimini bırakır ve orduya katılır.
Roman boyunca, Nikolay cesaretini, vatanseverliğini ve onurunu kanıtlar. Aynı zamanda hatalar da yapar ve bunlardan ders alır. Hikaye boyunca olgunlaşır ve sorumlu bir adam, sevgi dolu bir koca ve şefkatli bir baba olur.
Nataşa Rostova: Kont İlya Andreyeviç Rostov'un kızı ve ailenin en küçük çocuğudur. Roman boyunca 13 yaşındaki neşeli bir kızdan 28 yaşında olgun bir anneye kadar uzanan bir karakter gelişim sürecinden geçer. Aynı zamanda diğer karakterlerin gelişimini de etkiler. Özellikle Andrey Bolkonskiy ve Piyer Bezuhov ile olan ilişkileri romanda önemli bir yer tutar.
Marya Bolkonskaya: Marya Bolkonskaya, Andrey Bolkonskiy’in kız kardeşidir. Marya, dindar ve ruhani bir kişidir. Marya, sevdikleri için kendini feda etmeye hazırdır. Babasına ve yeğenine sevgiyle bakar ve onların ihtiyaçlarını her zaman ön planda tutar. Marya, soylu statüsüne rağmen alçakgönüllü bir kişidir. Kibirden ve gösterişten uzak durur. Marya, dışa dönük bir insan değildir. Sessizliği ve iç dünyasını keşfetmeyi sever.
Elen Kuragina: Elen, Vasili Kuragin'in kızı ve Anatol Kuragin'in kardeşidir. Piyer Bezohov ile evlenir. Güzelliği, çekiciliği ve zekasıyla tanınır. Son derece bencil ve çıkarcı bir kişidir. Her zaman kendi mutluluğu ve refahı için hareket eder. Başkalarının duygularını veya ihtiyaçlarını pek umursamadığı için soğuk ve kalpsiz olarak nitelendirilebilir.
Anatol Kuragin: Elen'in kardeşi olan Anatol, yakışıklı ve karizmatik bir adamdır. Nataşa Rostova'yı baştan çıkarmaya çalışır ve romandaki en önemli antagonistlerden biridir.
Savaş ve Barış'taki önemli aileler
Savaş ve Barış romanında birçok aristokrat aile yer almaktadır. Ancak, bunlardan bazıları diğerlerinden daha önemlidir ve romandaki ana olayları ve karakterleri doğrudan etkiler.
Aşağıda, romandaki en önemli ailelerden bazılarını sıraladım:
- Bolkonskiy Ailesi: Soylu ve asil bir ailedir. Prens (Knyaz) Nikolay Bolkonskiy, ailenin reisi ve oldukça katı ve disiplinli bir adamdır. Oğlu Andrey orduda subay olarak görev almaktadır. Prenses Marya ise dindar ve fedakar bir karakterdir.
- Rostov Ailesi: Kalabalık ve canlı bir ailedir. Kont (Qraf) İlya Andreyeviç Rostov, ailenin reisi ve oldukça cömert ve misafirperver bir adamdır. Çocukları Nataşa, Vera, Nikolay ve Petya da romanda önemli roller oynar. Nataşa, romanın en sevilen karakterlerinden biridir ve aşk, kayıp ve olgunlaşma gibi temaları temsil eder.
- Kuragin Ailesi: Zengin ve nüfuzlu bir ailedir. Prens Vasili Kuragin, ailenin reisi ve oldukça hırslı ve entrikacı bir adamdır. Çocukları Elen ve Anatol da romanda önemli roller oynar. Elen, güzelliği ve çekiciliğiyle tanınırken, Anatol ise yakışıklı ve karizmatik bir karakterdir. Ancak her ikisi de bencil ve ahlaksız kişilerdir.
- Bezuhov Ailesi: Zengin ve gizemli bir ailedir. Kont Pyotr Kirillovich Bezuhov, ailenin reisi ve oldukça eksantrik bir adamdır. Oğlu Piyer ise romanın ana karakterlerinden biridir ve kimlik, varoluş ve yaşamın anlamı gibi felsefi sorgulamalarla boğuşur.
Bu aileler, Savaş ve Barış romanının karmaşık ve etkileyici insan dünyasını temsil eder. Tolstoy, bu aileler aracılığıyla savaşın yıkıcı etkilerini, aşkın gücünü, ailenin önemini ve insan ruhunun derinliğini tasvir eder.
Lev Tolstoy – Savaş ve Barış kitap özeti (Cilt 1 ve 2)
Şimdi de Savaş ve Barış'ın 1. ve 2. ciltlerinin kısa bir özetine bakalım.
Daha önce de belirttiğimiz gibi Tolstoy Savaş ve Barış’ı 4 cilt (Rusça 4 Tom, tom cilt demek) olarak yazdı. Türkçe baskıları genelde bu dört cilt iki cilde ayrılarak basılıyor. Ayrıca içeriğinde ciltler Birinci Kitap, İkinci Kitap, Üçüncü Kitap ve Dördüncü Kitap olarak geçiyor. Orijinal Savaş ve Barış’ın 4 cilt olduğunu belirtelim. Bu ciltlerden ilk ikisinin özetleri şöyle:
1. Cilt ve 2. Cilt
Roman, Petersburg'daki Anna Pavlovna'nın salonunda başlar. Piyer (Pierre) Bezuhov, soylular arasında biraz tuhaf ve saf biri olarak tanıtılır. Andrey Bolkonskiy, karısı Liza ile mutsuz bir evlilik sürdürmekte ve savaşa katılma arzusu duymaktadır. Piyer'in babası Kont Bezuhov, ölüm döşeğindedir ve mirasıyla ilgili spekülasyonlar dolaşmaktadır. Nikolay Rostov, kuzeni Sonya'ya aşıktır ve ailenin maddi sıkıntıları giderek artmaktadır. Nataşa Rostova, neşeli ve enerjik bir genç kız olarak gösterilir.
Andrey, Prens Bagration'un komutasında savaşa katılır ve Austerlitz Savaşı'nda ağır yaralanır. Piyer, babasının ölümünden sonra büyük bir mirasa konar ve toplumsal konumu hızla yükselir. Savaşta yaşanan trajediler ve kahramanlıklar gözler önüne serilirken, Andrey'nin savaş sonrası durumu ve babası Prens Bolkonskiy'in tepkileri de işlenir. Piyer, güzelliğiyle ünlü ancak ahlaki zaafları olan Elen Kuragina ile evlenir ve bu evlilik Piyer için büyük bir hayal kırıklığı olur.
Piyer ve Elen’in evliliği, sürekli tartışmalar ve anlaşmazlıklarla doludur. Andrey, Liza'nın doğum yaparken ölmesiyle derin bir depresyona girer ancak oğlu ile yeniden hayata tutunur. Nataşa, genç bir kız olarak büyür ve toplum içinde yer almaya başlar. Aile içindeki dinamikler ve ilişkiler değişir. Andrey, Nataşa'ya aşık olur ve nişanlanırlar, ancak Nataşa'nın bu ilişki üzerindeki etkisi karmaşık ve derindir.
Rostov ailesi ciddi maddi sıkıntılarla boğuşmaktadır. Nikolay, savaşa geri döner ve ailesine destek olmak için çabalar. General Kutuzov, Rus ordusunun komutasını devralır ve savaşa yönelik stratejilerini uygular. Nataşa ve Andrey'in aşkı gelişir ve nişanlanırlar. Piyer, Masonlar'a katılarak hayatına anlam arayışı içerisine girer. Ancak Nataşa, Anatol Kuragin'in baştan çıkarmasıyla nişanı bozar ve büyük bir bunalıma girer.
Lev Tolstoy
Savaş ve Barış (Cilt 1 ve 2)
Özgün adı: Война и мир
Şerq-Qerb Yayınları
Baku
2010
812 sayfa.