Yılmaz Özdil - Mustafa Kemal


Tramvayda önüme bir genç oturdu. Elimdeki kitabı görünce ne okuduğumu sordu. Kitabın kapağını gösterdim ama yine de ne olduğunu anlayamadı. Bu sefer Yılmaz Özdil’in “Mustafa Kemal” kitabı olduğunu söyledim. Roman olduğunu zannetmişti. Kendisi de Arapça bir hadis kitabı çıkarıp okumaya başladı. Kendisinin üstün kitaplar okuduğu, diğerlerinin ise boş kitaplar okuduğu havasındaydı. Roman okumanın “nasıl boş bir uğraş olduğu ile ilgili birkaç şey” mırıldandı. Romanların da bize kattıkları ile ilgili bir şey söyledim ancak devamını getirmedim. Çünkü boşuna konuşacaktım. Bu sırada elimdeki kitabın hangi kitap olduğunu anlayıverdi. “2500 lira olan kitap mıdır?” diye sordu ve kaça aldığımı merak etti. Elimdekinin özel baskı olmadığını söyledim ancak pek anlayamadı. Çünkü bu kitabın bütün baskılarının o fiyata olduğunu zannediyordu galiba.

Yılmaz Özdil’in Atatürk’ü anlatan Mustafa Kemal isimli kitabı işte böyle bir kitap. Öyle ya da böyle herkesin duyduğu, bildiği ve son günlerin en popüler kitaplarındandır. Kimileri yazarını, kimileri içinde yazılanları kimileri de özel baskısını konuşuyor. Bana ise bu kitap farklı bir Atatürk anlattı.

Farklı derken şunu kastediyorum. Atatürk bir komutandı, bir liderdi, bir siyasiydi ve cumhuriyetin kurucusuydu. Bu kitap ise bunlardan daha çok Atatürk’ün farklı yönlerine odaklanıyor. Neyi sevdiği, neden hoşlandığı, hayvan sevgisi, doğaya ağaçlara önem vermesi, çocuklara ilgisi ve sair. O kadar çok ayrıntı var ki hepsini burada sıralayamam.

Kitapta altı çizilecek, not alınacak, örnek alınacak yer çoktur. Ancak dikkatimi çeken bir alıntıyı paylaşmak istiyorum ve şöyledir:

“Çankaya Köşkü'nde halktan yalıtılmış şekilde yaşamaktan hiç hoşlanmıyordu, zamanla "duyarsızlaşmak" tan korkuyordu. 
“Bu endişesini dile getirirken Harbiye yıllarından örnek verirdi: "Harbiye' de öğrenciyken okulun sobaları yanmazdı, bütün kış titreşir dururduk, sonunda bir gün arkadaşlar beni müdüre çıkmak için temsilci seçtiler, izin aldık, müdürün huzuruna çıktık, Zülüflü İsmail Paşa adında bir saray adamıydı, önce padişaha sonra müdüre dualarımızı sunduk, sonunda amaca geldik, işi anlatmak istedik, müdür daha ilk cümlede kükredi, 'ne soğuğu be nankörler, padişahımızın nimeti gözünüze dursun, görmüyor musunuz sobalar gürül gürül yanıyor, defolun' diye bağırdı, hakikaten müdürün odasındaki sobalar gürül gürül yanıyordu, buram buram terliyordu, bütün okulun sobaları böyle yanıyor zannediyordu ... Sanırım biz de bu Çankaya Köşkü'nde bazen Zülüflü İsmail Paşa gibi kendimizi aldatıyoruz!" (s. 179)

Kitabın dikkatimi çeken özelliklerinden biri Atatürk ile ilgili ortaya atılan ve bazı kitaplarda yazılan olumsuz ve bazen de çirkin iftiralar konusuna da değiniyor olmasıdır. Yılmaz Özdil, bu iddiaların kaynakları, nasıl ve hangi koşullar ile kimler tarafından ortaya atıldığını anlatıyor.

Bu arada Atatürk’ün arkadaşına yazdığı bir mektupta yer verdiği bir şiir de çok ilgi çekicidir.

“Salih Bozok' a yazdığı bir mektupta ise, Belçikalı şair Leon van Montenaeken' in şiirini tercüme etmişti. 
Hayat boştur
biraz kin
biraz ümit
ve sonra Allahaısmarladık 
Hayat kısadır
biraz hayal
biraz aşk
ve sonra Allahaısmarladık 
"Kardeşim Salih, bunları ezberle, hayatı nasıl anladınsa ona göre bunlardan birini benimse" diye bitiriyordu.” (s. 190)

ATATÜRK’ÜN OKUDUĞU KİTAPLAR

Yazar, Atatürk’ün her koşul ve fırsatta kitap okuduğuna değiniyor. Gittiği yerlerden hep kitap alır, yurt dışından da kitap getirtirdi. Kitap okuma, kitap okutma ile ilgili Atatürk’ün şu sözleri ise çok anlamlıdır.

“Çankaya Köşkü'ndeki çalışma odasında L şeklinde kütüphanesi vardı. İstanbul'dan Ankara'ya her dönüşünde kitap taşırdı. Bavullara sığmazdı.
“Gene böyle bir gün ... Kütüphanecisi Nuri Ulusu'yu kara kara düşünürken buldu, elliden fazla kitap hazırlanmıştı, ciltlerine zarar vermeden trene nasıl yüklenecekti? Mustafa Kemal yaverini çağırdı. Cephane sandıkları getirtti. "Bu sandıklar çok mühimdir, savaşta onlarla cephane taşımıştık, şimdi o savaş bitti, kültür sanat savaşımız başladı, bu yeni savaşımızın cephanesi kitaplardır" dedi.” (s. 291)

Bu arada Yılmaz Özdil, kitabın farklı yerlerinde Atatürk’ün hangi kitapları okuduğuna zaman zaman yer veriyor. Onları şöyle özet bir liste şeklinde topladım.

Grigory Petrov - Beyaz Zambaklar Ülkesinde
H. G. Wells – Cihan Tarihinin Umumi Hatları
Alfred Fouillee – Avrupa Milletleri Ruhiyatı
Lenin – Burjuva Demokrasisi ile Proletarya Diktatörlüğü
Avram Galanti – Hamurabi Kanunu

John Stuart Mill – Hürriyet
Ömer Hayyam – Rubailer
Shakespeare - Romeo ve Juliet
Homeros – İlyada

Tevfik Fikret, Namık Kemal, Ziya Gökalp, Mehmet Emin Yurdakul, Kılıçzade Hakkı, Yusuf Akçura, Abdülhak Hamit, Şehbenderzade Filibeli Ahmet Hilmi'nin kitaplarını, yazılarını okuyordu.

Boşandıktan sonra “Kız kardeşleri, Latife'nin özel eşyalarını toplamak üzere Çankaya'ya geldiğinde, Mustafa Kemal bir ricada bulundu. Eğer kendisi için sakıncası yoksa, Latife'ye ait bazı kitapların köşkün kütüphanesinde bırakılmasını istedi, liste verdi. Sordular. "Elbette" cevabı geldi.

"13 ciltlik Voltaire serisi, Victor Hugo'nun Sefiller'i, Napolyon'un hayatı, dünya tarihi, Yunan tarihi,
İngiltere tarihi, Roma imparatorluğu, tiyatro ve dünya insanları"ydı. Hepsi Fransızcaydı. Çankaya Köşkü'nde mutlu günlerin hatırası olarak sadece, ortaklaşa okunan kitaplar kalmıştı.” (s. 202)

Enis Behiç - Tarihte Güzel Kadınlar
Giorgio Quartara - Kadın ve Tanrı

“Fahrettin Altay, Mustafa Kemal'in geceleri çadırında İslam Dini ve Tefsirleri isimli bir kitabı okuduğunu anlatıyordu. 1916'da Bitlis'i düşman işgalinden kurtarırken, Namık Kemal'in Tarih-i Osmani'sini, Mehmet Emin Yurdakul'un şiirlerini, Tevfik Fikret'in Rübab-ı Şikeste'sini, Alphonse Daudet'nin Sapho'sunu okuyordu.” (s 280)

Jean Jacques Rousseau - Toplum Sözleşmesi
Şehbenderzade - İslam Tarihi
Albert Lavignac – Müzik ve Müzisyenler
Leone Caetani - İslam Tarihi

Son olarak çok akıcı bir dille yazılmış bir kitap. Sade ve güzel bir anlatımı var. Kitap yazılırken çok farklı kaynaklara başvurulduğu belli oluyor. Özdil, kitabın sonuna başvurduğu kaynakları ya da bu kitaptan sonra daha fazla okumak isteyenler için bir okuma önerisi listesi ekleseydi çok faydalı olurdu kanaatindeyim.

Not: Kitabı hediye edene teşekkür ederim. Her zaman hediye kitaplara açığım!!!

Yılmaz Özdil
Mustafa Kemal
Kırmızı Kedi Yayınevi
11. Basım
İstanbul
2018
520 sayfa.

Next Post Previous Post
9 Comments
  • SevKoz
    SevKoz 5 Mart 2019 10:02

    ben bir kerede okumuyorum bu kitabı ara ara açıp okuyorum, benim için çok kıymetli kitaplar arasında yer alacak her zaman

    • Cavanşir Gadimov
      Cavanşir Gadimov 7 Mart 2019 12:27

      Ben de ara sıra okuyum derken bitti.

  • Ebemkuşağı
    Ebemkuşağı 5 Mart 2019 22:59

    Ben de henüz okumadım ama aklımda. Emeğinize sağlık...

    • Cavanşir Gadimov
      Cavanşir Gadimov 7 Mart 2019 12:29

      Teşekkürler.

  • EMİNE ÖZTÜRK
    EMİNE ÖZTÜRK 6 Mart 2019 12:37

    Ne kadar Şanslı olduğumu tekrar tekrar hatırlatan kitaptır kendisi..

    • Cavanşir Gadimov
      Cavanşir Gadimov 7 Mart 2019 12:31

      Hala bazı şeyleri anlayamayanlar da var.

  • ErsinCe
    ErsinCe 18 Mart 2019 02:09

    Atatürk'e aç olduğumuzun farkında olsaydı... işte bir sürü şey yazardım da açız işte bende kitapla ilgili bir şeyler bakarken yazına denk geldim. Okudum sayenizde, teşekkürümü buraya bırakıyorum.

    • Cavanşir Gadimov
      Cavanşir Gadimov 24 Mart 2019 13:28

      Teşekkürler, iyi okumalar.

  • aysu
    aysu 30 Mart 2019 21:54

    Merhaba! Ben de kitaplar hakkında bloglar yazıyorum(amatör olarak).Ve bu nedenle bloğuma kitap okumayı seven özel kişilerin gelmesini istiyorum.Bu işe emek vereceğim, emeklerimin karşılığını almak istiyorum.Umarım bi' göz atarsınız:
    https://aysuarici.blogspot.com

Add Comment
comment url

Benzer yayınlar