Kitap incelemesi: Kitab-ı Dede Korkut

Kitap incelemesi: Kitab-ı Dede Korkut


Kitab-ı Dede Korkut, bir Türk destanı. Bu açıdan Türk hikayeciliğinin de temellerini oluşturuyor diyebiliriz. Bunun dışında tarihimize, gelenek ve göreneklerimize de ışık tutan çok yönlü bir kitap. Kitabın bir başka ismi de Oğuzname’dir. Çünkü Oğuzların destanıdır. 

Kitab-ı Dede Korkut hakkında

Kitab-ı Dede Korkut 19. yüzyıla kadar unutulmuş bir hazineydi. Almanya’da Dresden kütüphanesinde el yazması bulunana kadar. Daha sonra Vatikan’da bir nüsha daha bulundu. Birkaç yıl önce de Kazakistan’da ek 13. boyun olduğu bir nüsha daha bulunduğu bildiriliyor. 

Bize kadar ulaşan Kitab-ı Dede Korkut, bir Mukaddime (Giriş) ve 12 boydan (destan, hikâye) oluşuyor. Dresden nüshası böyleyken, Vatikan nüshasında sadece 6 boy var. Eğer Kazakistan’da bulunan doğrulanırsa 13. boy da bulunmuş olacak. Ancak yapılan araştırmalar, bu destanın çok daha uzun olduğunu gösteriyor. 

Bu destanın kim tarafından, ne zaman yazıldığı ile ilgili kesin bilgiler yok. Ancak sözlü kültürün bir ürünü olarak ağızdan ağıza anlatıldığı ve 14. ya da 15. yüzyılda yazıya dökülmüş olduğu tahmin ediliyor. Ayrıca destanda anlatılan olayların da en eskisinin 7. yüzyılda, çoğunun da 10 ve 11. yüzyıllarda yaşanmış olduğu tahmin ediliyor.

Dede Korkut kitabında anlatılan olaylar, Azerbaycan, Doğu Anadolu ve Gürcistan’da geçiyor. Ayrıca tarihte Akkoyunluların zamanı ile Oğuzlar’ın Trabzon Rumları ve Gürcülerle savaşlarını anlatıyor. 

Kitap incelemesi: Kitab-ı Dede Korkut


Kitap önerisi: Kurban Said – Ali ve Nino

Kitabı Dede Korkut’ta geçen yer adları

Kitab-ı Dede Korkut’ta bir dizi yer adı dikkat çekiyor. En başta İç ve Taş Oğuz elleri var. Bunların sınırının birinde Demirkapı Derbent, birinde Gürcistan ve diğerinde ise Rum elleri var. Bazı destanlarda Trabzon, Bayburt kaleleri ve tekfurlarının adı geçiyor. Buralar, Oğuzların savaştığı ve “kafir” olarak adlandırılan yerler. 

Diğer taraftan bugünkü Azerbaycan olan yerlerin Oğuzların mesken olduğu yerler olarak geçtiği görülüyor. Bir hikâyede ise Gence ve Berde’ye yerleşen bir Oğuz beyinden bahsediliyor ki bu iki isim şu an Azerbaycan’ın batısındaki iller. 

Dede Korkut kimdir?

Kitab-ı Dede Korkut’un girişinde Dede Korkut’un Hz. Muhammed (sav) dönemine yakın Bayat boyunda yaşamış biri olduğu bilgisi yer alıyor. Ancak muhtemelen Dede Korkut bir süre sonra bir kişiden çok bu destanları anlatan, zaman zaman yeni destanlar da ekleyerek büyüten ozanlar için kullanılan bir ad haline gelmiştir. 

Sonuç olarak bazen Dede Korkut, bazen Dedem Korkut, bazen de Korkut Ata denilen bu kişi Oğuzların sevip saydığı, zaman zaman öğütlerine başvurduğu, bilge bir ozandı. Bazı destanlarda Oğuz beyleri ona başvurarak bazı işleri halletmesini isterler. Tüm hikâyelerin sonunda ise Dede Korkut gelerek söz söyler, hayır duada bulunur.

Kitap incelemesi: Kitab-ı Dede Korkut


Kitap incelemesi: Nizami Gencevi - Sırlar Hazinesi (Epik şiir)

Kitab-ı Dede Korkut’un konusu

Kitab-ı Dede Korkut’taki boylar (hikâyeler), genel olarak Oğuz elinin yiğitlerinin, beylerinin, hanlarının hikâyesini anlatıyor. Zaman zaman Oğuzlar çevre illere savaşa gider, zaman zaman da düşmanlar Oğuz’a saldırır. Bu düşmanlar arasında en çok Gürcüler ve Rum diyarının tekfurlarının ismi geçiyor. 

Bunun dışında Oğuz içinde de bazı olayları görüyoruz. Bir babanın oğlu ile arasının açılması, Oğuz içindeki iç çekişmeler, bazen de bazı kişilerin ihaneti ve sair. En dikkat çeken öykülerden biri de Tepegöz ile ilgilidir ki burada Basat, bu güçlü yaratıkla savaşır.

Bütün açılardan Dede Korkut Oğuzların yaşadığı bazı olayları, yiğitliklerini, yaşamlarını anlatıyor. Hem bir edebi kitap yani destan hem de bazı tarihi bilgileri de sunan değerli bir eser.

Dede Korkut olayları bazen şiir ile bazen de düz yazı ile anlatıyor. Bir olay anlatılan yerlerde düz yazı kullanılırken, daha çok duyguları ifade edilen yerlerde şiir ile anlatım vardır. 

Daha fazlası: Kitab-ı Dede Korkut kitap özeti

Destanların önemli karakterleri

Dede Korkut kitabında 12 boy yani destan var. Bu destanlarda zaman zaman aynı karakterleri görebiliyoruz. Bunlar Oğuz elinin ileri gelenleridir.

Bayındır Han: Oğuz hanı olan Bayındır Han ile ilgili bir hikâye yok ama birçok boyun girişinde onun ismi var. Oğuzlar da zaman zaman ona başvurur, yardım ister, ordu talep eder.

Salur Kazan: Kazan bey, beylerbeyi Kazan ve Kazan Han isimleri ile de anılıyor. Bayındır Han’ın damadıdır. Borla Hatun ile evlenmiştir.

Uruz: Kazan Han’ın oğlu. Bir boyda Şökli Melik’e esir düşer. Başka bir boyda ise esir düşen babası Salur Kazan’ın kurtarır.

Bamsı Beyrek: Okuru en çok etkileyen boylardan biri de Bamsı Beyrek ile ilgilidir. Esir düşesi, sevdiğinden uzun yıllar uzakta kalması bu karakterinin kaderinde var.

Kitap incelemesi: Kitab-ı Dede Korkut


Destanın İslami yönü

Destanda sık sık İslami anlatımlar da dikkat çekiyor. En başta Dede Korkut’un Allah’ı anması dikkat çekiyor. Bunun dışında her destan sonunda Allah ve Peygambere övgüler, hayır dualar var. 

Ayrıca Oğuz beyleri de sık sık Allah’ı anar, her şeye kadir Allah’tan yardım ister. Savaş öncesi ise yıkanmaları, alınlarını secdeye koyup iki rekat namaz kılmalarını görüyoruz. 

Destanda kadınlar ve savaşmaları

Oğuzname olarak da adlandırılan bu kitap, Oğuz elinde, Oğuzların toplumunda kadının konumu ile ilgili bilgiler de yer alıyor. Oğuz kadınının gerektiğinde ata bindiği, savaşa gittiğini, ok attığını anlatıyor. Mesela, Dirse Han Oğlu Boğaç Han Boyu’nda oğlu avdan eve dönmeyince annesi Dirse Han’dan hesap sorar ve yanına ordu alarak savaşa gidebileceğini, kafirlerle dövüşeceğini ve gerekirse de öleceğini söyler.

Yine Bamsı Beyrek boyunda Beyrek’in nişanlısı Banıçiçek onu at yarışı, ok atma ve güreş yapma ile sınar. Burada Banıçiçek erkek kıyafetinde güreş yapar ki Beyrek’in onu zar zor yenebildiğini okuyoruz.

Buna ilave olarak Uruz’un esir düştüğü boyda Oğuzlar onu kurtarmak için savaşa giderler ki bu savaşa Bayındır Han’ın kızı, Kazan Han’ın eşi Borla Hatun da kırk ince belli kız ile birlikte katılır. 

Kitap önerisi: Bahtiyar Vahapzade - Özümüzü Kesen Kılıç (Göktürkler)

Odysseia ile Dede Korkut arasındaki benzerlikler

Eski Yunan destanı Odysseia ile Dede Korkut hikâyeleri arasında bazı benzerlikler dikkat çekiyor. En başta Tepegöz ile ilgili hikâyenin her iki destanda önemli bir yeri var. Tepegöz, her iki destanda da kahramanları mağarasında hapseder. Yine her iki destanda da kahramanlar tarafından kör edilir Tepegöz.

Bunun dışında Bamsı Beyrek’in esir düşmesi, nişanlısı ile başka birisinin evlenmek istemesi de Odysseus’un yurdundan uzakta bir tanrıça tarafından alıkonulması, karısı ile başkalarının evlenmek istemelerine benziyor. 

Ayrıntılar için bakınız: Homeros – Odysseia

Dede Korkut’un film uyarlaması

Kitab-ı Dede Korkut üzerine bir film uyarlaması var mı diye soruyorsanız size bir filmi tavsiye edebilirim. 1975 yapımı olan “Dədə Qorqud” (1975) filmi, destandaki birkaç boyu bir araya getirerek beyaz perdeye taşımıştı. 

Filmde Kazan Han, oğlu Uruz, Bamsı Beyrek gibi karakterler öne çıkıyor. Dövüş sahneleri, savaş ve diğer özellikleri ile yapıldığı döneme göre çok iyi bir eser ortaya çıkmış. Merak edenler için filmden bir sahne. Ayrıca Youtube’da filmin tamamını da bulabilirsiniz.


Özgün ve sadeleştirilmiş metin

Son olarak Kitab-ı Dede Korkut’u (Kitabi-Dədə Qorqud) Azerbaycan dilinde yapılan baskısında okudum. Bu baskının güzel yönü, hem özgün metne hem de günümüz Azerbaycan Türkçesine uyarlanmış, sadeleştirilmiş metninin verilmesidir. Ayrıca kitabın sonunda bir de yaklaşık 60 sayfalık bir sözlük var ki kitapta geçen bazı sözcüklerin daha iyi anlaşılmasına yardımcı oluyor.

Kitap incelemesi: Kitab-ı Dede Korkut


Kitabi-Dədə Qorqud (Kitab-ı Dede Korkut)

Sadeleştirme: F. Zeynalov ve S. Əlizadə

Öndər Nəşriyyat

Bakü

2004

375 sayfa.

Dede Korkut temalı resimler: Mikayıl Abdullayev


Next Post Previous Post
No Comment
Add Comment
comment url

Benzer yayınlar