Kitap yorumu: Brandon Sanderson - Kralların Yolu (Fırtınaışığı Arşivi Serisi 1. Kitap)

Kitap yorumu: Brandon Sanderson - Kralların Yolu (Fırtınaışığı Arşivi Serisi 1. Kitap)

Brandon Sanderson’un “Kralların Yolu” fantastik romanı, yazarın Fırtınaışığı Arşivi Serisi’nin ilk kitabı. Yazar adeta sıfırdan fantastik bir dünya kurgulamış. Bir yandan savaşı anlatılırken, diğer yandan kadim gizemlerin peşinden koşan karakterleri görüyoruz. Hepsi bir arada fantastik edebiyatın en iyi eserlerinden birini ortaya çıkarıyor. 

Kralların Yolu serinin ilk kitabı ve Fırtınaışığı Arşivi Serisi’nin toplamda 10 kitap olması planlanıyor. Şimdiye kadar üç kitap çıktı ve dördüncü kitabın da Kasım 2020’de yayımlanması bekleniyor. 

Kitap yorumu: Brandon Sanderson - Kralların Yolu

Her zaman okumak isteyip de sürekli ertelediğim kitaplar vardı. Araya başka kitapların girmesi ve bu kitapları ertelememin tek bir sebebi bulunuyordu. Bu kitaplar çok kalın. Mesela, Brandon Sanderson’un “Kralların Yolu” fantastik romanı yaklaşık 1000 sayfa. Ama okuyunca bu bin sayfanın hiç bitmemesini istiyorsunuz. Ayrıca öyle ayrıntılı ve yüksek hayaller içeren bir fantastik dünya kurgulamış ki hayran kalmamak elde değil.

Bir de benzer şekilde kalın olmasından dolayı okumayı ertelediğim ama kısa süre önce okuyup bitirdiğim (en azından şimdiye kadar çıkan ilk iki kitabını) Patrick Rotfuss’un Kral Katili Güncesi Serisi var. O da farklı bir fantastik dünya ve sürükleyici bir okuma deneyimi sunuyor okura. 

“Kralların Yolu” farklı karakterlerin öyküsünü anlatarak başlıyor ama bu karakterler daha sonra o ya da bu şekilde bir amaç için çalışmaya başlayacaklar. Romanın işlediği konular arasında savaş, krallıktaki iç çekişmeler, bir dizi eski dönemlere ait gizemler, başta liderlik konusuna odaklanarak anlattığı farklı tür insan karakterleri var. 

Brandon Sanderson - Kralların Yolu: Kitabın konusu

Kitap çok eskiden yaşanmış bir savaşın sona ermesi ile başlıyor. Burada neler yaşandığını aslında pek açıklamıyor. Muhtemelen daha ileriki kitaplarda açıklanmak için bırakılan bir gizem. Yani bir anlamda okuru merak içinde bırakıyor. 

Daha sonra bu olaydan 4,500 yıl sonraya gidiliyor ve bir krala düzenlenen suikast girişimi var. Aslında bu suikast, kitaptaki fantastik öğelerin temelini de atarak başlıyor. Çünkü suikastçı olan Szeth isimli karakter bir “hakikatsiz”. Bunun ne demek olduğunu ilk kitap pek açıklamıyor. Ancak onun farklı güçleri olduğunu görüyoruz. Ona “Dalgabağlayan” deniliyor. İstediği zaman yer çekiminin yerini değiştirerek duvar ya da tavanda yürüyebiliyor. Diğer benzer güçleri de var. Ayrıca bunları yapmak için “fırtınaışığı” kullanıyor. 

Szeth aynı zamanda bir “Paredar”. Yani bir Parekılıcı var. Dediğim gibi. Kitabın kendine has bir fantastik dünyası var ve kendine has terminoloji ve mitlerle okurun karşısına çıkıyor. 

Kitap ile ilgili bilmeniz gereken en önemli şey “Pareler”. Bu “Pare” denilen kılıç ve zırhlar, çok eskiden kalma ve “Parlayanlar” ismi verilen ve artık olmayan bir savaşçılar grubuna aitti. Çok güçlü bir silah ve zırh. Bir paretaşıyan ya da “Paredar” tek başına bir orduyu yenebilecek güçte. Çok nadir yenilirler ve onu yenen kişi de söz konusu “Parekılıcı”nı alabiliyor. Bir tür ona sahip olan kişi ile bağ kuran bir kılıç.

“Her zaman olduğu gibi, Parekılıcı acayip bir şekilde öldürdü. Taş, çelik veya cansız olan herhangi bir şeyi kolayca kesmesine rağmen; metal canlı deriye dokununca bulanıklaştı. Muhafızın boynunu hiçbir iz bırakmadan boylu boyunca geçti ama geçtiğinde adamın gözlerinden dumanlar çıktı ve yandı. Gözler karararak oyuklarında büzüştü ve adam cansız öne yığıldı. Bir Parekılıcı canlı eti kesmez, ruhun kendisini koparırdı.”

Szeth bir “Paretaşıyan” ve suikast için gönderildiği Kral Gavilar da bir Paretaşıyan. Hem zırhı hem de kılıcı var. Ona rağmen, suikasttan kurtulamaz. 

Sonuçta kral ölür ve bu suikastın sorumluluğunu Parshendiler üstlenirler. Bu fantastik dünyadaki başka bir gizemli şey ve farklı bir halk.

Kitabın konusu ise bu sefer altı yıl sonra ile devam eder. Kralını kaybeden “Alethkar”, intikam için Parshendiler ile savaşmak için “Harap Ovalar”a giderler. 

Benzer kitap önerileri: En iyi fantastik kitaplar (25 fantastik roman serisi listesi)

Fırtınaışığı Arşivi serisinin fantastik dünyası

Kitap yorumu: Brandon Sanderson - Kralların Yolu (Fırtınaışığı Arşivi Serisi 1. Kitap)

Fırtınaışığı Arşivi serisinin kendine has bir fantastik dünyası (bu dünyanın ismi Roshar) olduğunu söylemiştik. En başta “Pare” denilen kılıç ve zırhlardan bahsettik. Aslında bu Pareler’in bile arkasında farklı bir öykü ve farklı gizemler var. Yazar sadece bir kısmını ilk kitapta açıklıyor. Kitaptaki ilgili böleme göz atalım:

“Efsaneye göre, Parekılıcı ilk olarak Parlayan Şövalyeler tarafından çağlar önce taşınmıştı. Kaya ve ateşten oluşan, gözleri nefretle yanan, dehşet verici ve devasa düşmanları Yokelçiler’le savaşmaları için tanrılarının hediyesiydi. Düşmanının derisi taş kadar sertken, çelik işe yaramazdı. Doğaüstü bir şeyler gerekliydi.”

Açıkgöz ve koyugöz / berrakhanım ve berrakbey

Bunun dışında bu fantastik seride, insanlar arasında da bir kast sistemin olduğunu görüyoruz. Sonuçta krallıklar var ve üst ve alt kast grupları bulunuyor. İnsanlar burada göz rengine göre ayrılıyor. Açıkgöz ve koyugöz diye. Açıkgöz, asil ve üst sınıf. Koyugöz ise alt sınıf. Bunlar bile kendi içlerinde “Dan” denilen sınıflandırılmaya tabi tutuluyor. Bir açıkgöz, çok düşük seviyeli olabiliyor. Ayrıca bu üst sınıf yani açıkgözler için “berrakhanım ve berrakbey” ifadeleri kullanılıyor. 

Bunun dışında yazar bir de “Hürel ve Eminel” diye iki kavram da getiriyor. Açıkgöz bayanların sadece hürellerini kullanması, eminlelerini ise sürekli bir yen içinde saklaması gerekiyor. 

Sprenler

Bu fantastik dünyada bir de spren denilen bir tür yaratıklar var. Bunların çok farklı çeşidi var. Bunlar canlı değil. Mesela, bir insan korktuğu zaman çevresinde korkusprenleri oluşmaya başlar. Bir cismi yok bunları. Havada süzülür ama insanlara bir etkisi yok. Mesela savaşta bir zafer kazanıldığında şanssprenleri etrafta dolaşmaya başlar. Ya da biri öldüğünde ölümsprenleri ortaya çıkar. Başka bir örnek, bir insanın yarası iltihap kaptığında, çevresinde çürüksprenlerini ortaya çıkmaya başlar.

Tam olarak neden varlar ve ne işe yararlar bilinmez. Ancak kitabın içerdiği gizemlerden bir başkası da onlarla ilgili.

Ruhdökümcü ve fabrial

Serinin fantastik dünyasında yer alan başka bir şey ise bir tür sihir de diyebileceğimiz ruhdökmek ve sihirli eşyalar diyebileceğimiz fabriallar. 

Mesela, ruhdökümcü ile insanlar (daha çok ardent ismi verilen rahipler) taşı buğdaya dönüştürebiliyor. Ya da tahtadan yapılan bir evi daha sağlam olsun diye taşa çevirebiliyor. Ya da demir ihtiyacı varsa bir bitkiyi demire dönüştürebiliyorlar. Ancak bu ruhdökümcüler mücevherlerle çalışıyor ve sayıları çok az. Tabii mücevherler de kullanıldıkça gücü tükeniyor ve kırılıyor. Ondan sadece çok zengin birkaç insan ya da kral ve çevresindeki üst sınıfta mevcut. 

Fabrial ise bir tür ilim gibi. Bunlarla farklı eşyalar yapılıyor. Mesela, uzaktan insanların yazışması için “uzakalem” diye bir icatları var. Sonuçta bu eşyaları fabrial bilimi ile yapıyorlar.

Geniş kitap önerileri listesi - Farklı tür ve temalara göre kitap tavsiyeleri

Kralların Yolu - Ana karakterler

Kralların Yolu, Fırtınaışığı Arşivi serisinin ilk kitabı ve bu kitaptaki ana karakterler ve dikkate değer diğer karakterlerin kimler olduğuna bakalım. 

Gavilar Kholin - Suikaste uğrayan Alenthi kralı (Krallığı adı: Alethkar)

Elhokar Kholin - Suikast sonucu öldürülen kralın oğlu ve yeni kral

Dalinar Kholin - Kralın amcası, öldürülen kralın kardeşi. Bir yüceprens.

Adolin Kholin - Dalinar’ın oğlu, iyi bir kılıç kullanıcısı.

Sadeas - Yüceprens, yani kraldan sonraki en nüfuzlu kişi ve kendi prensliği var. Her ne kadar krala bağlı olsa da yüceprenslerin kendi güçleri var ve ülkede tam bir birlik yok.

Szeth - Suikastçi, “hakikatsiz” ve bir dalgabağlayan.

Jasnah Kholin - Kralın kız kardeşi. Gavilar’ın kızı. Bir bilim kadını.

Shallan Davar - Bir açıkgöz ve berrakhanım. Jasnah Kholin’in himayesinde eğitim görmek için ona katılır. 

Kaladin Stormblessed - Kitabın en önemli karakteri olarak da görebiliriz. 

Kaladin Stormblessed

Kitap yorumu: Brandon Sanderson - Kralların Yolu (Fırtınaışığı Arşivi Serisi 1. Kitap)

Roman çok geniş bir coğrafya ve çok farklı olaylara odaklandığı için birden fazla ana karakter var diyebiliriz. Ama Kaladin Stormblessed, bunlar içinde en çok dikkat çekeni. 

Kaladin’in babası bir doktordu. Oğlunu da doktor olması için eğitiyordu. Ancak o daha çok savaşçı olmak istiyordu. Çünkü duyduklarına göre, eğer savaşta bir Paretaşıyanı yener ve bir Parekılıcı kazanırsa, o da bir açıkgöz olabilir. 

Tabii kaderinde farklı şeyler var. Asker olarak orduya katılır. Kısa sürede yükselir ve kendi takımına komutanlık eder. Ancak daha sonra bir köle olduğunu görüyoruz. Tabii zamanla başından neler geçtiğini ve daha sonra kaderinde neler olduğunu öğreneceğiz. 

Elçiler ve Yokelçiler, Vorin dini ve fırtınalar

Fırınaışığı Arşivi serisinin geçtiği dünyanın ismi “Roshar”. Bu dünyanın en büyük sorunu sık sık gelen ve çok şiddetli olan fırtınalar. Bundan dolayı bunlara Yücefırtına deniliyor. Öyle bir fırtına ki fırtına gelince insanlar taş yapılara sığınmak zorunda kalıyorlar. Dışarıda birisinin hayatta kalma ihtimali çok düşük.

Bundan dolayı insanlar sık sık konuşurken ya da yemin ederken buna atıf yapar ve “Fırtınababa” ismini kullanır ya da “seni fırtına kapsın” gibi küfürler ederler. Fırtınalar doğudan gelir ve batıya yönelir. Batıda daha az şiddetli oluyor. Öyle ki bitkiler bile bu fırtınalara göre adapte olmuş. Fırtınanın şiddetli olduğu yerlerde bazı bitkiler bir hareket hissedince çekiliyor ve kendini saklıyor. 

Fırtınaların bu kadar olduğu yerde “fırtınaışığı” diye bir şey de var. İnsanlar bunu ışıklandırma için kullanıyor. Genelde mücevherde hapsedilen bu fırtınaışığı, merkezinde küçük ya da büyük mücevherler olan kürelere de dolduruluyor. Bu küreler ise para olarak kullanılıyor. İçindeki mücevherin değerine göre, değeri var. Fırtına sırasında dışarıya asılan kürelerin içi fırtınaışığı ile dolduruluyor. 

Tabii Parlayanlar bu fırtınaışığını güç olarak kullanıyorlar aynı zamanda. Çok kullanışlı bir şey. 

Roshar’ın bir diğer özelliği ise bir dininin olması. Farkı bölge ve ülkelerde farklı dinler olsa da genel olarak en yaygın din Vorin ve Vorinizm.

Bu din bir tanrıdan bahsediyor ve onun dışında çok eski dönemlerde yaşamış Elçiler ve Yokelçileri anlatıyor. Elçiler, insanlara yardıma gönderilenler, Yokelçiler ise dünyada yıkıma sebep olan ve aslında kimsenin pek ne olduğunu bilmediği varlıklar. Tabii Parlayanlar da Elçilerden aldıkları güçle Yokelçilere karşı savaşan bir tür şövalye tarikatları. Daha sonra insanlara ihanet ettiği söyleniyor ki kimse aslıda gerçekte ne olduğunu bilmiyor. 

“Elçiler insanlığı eğitmek için gönderilmişti.” dedi Lirin. “Cennetten sürülmemizden sonra bize Yekelçilere karşı önderlik ettiler. Parlayanlar onların kurmuş olduğu şövalye tarikatlarıydı.”

“Onlar da iblisti.”

“Onlar bize ihanet etti,” dedi Lirin, “Elçiler gittikten sonra.” Lirin bir parmağını kaldırdı. “Onlar iblis değillerdi, sadece çok fazla gücü ve yeteri kadar aklı olmayan insanlardı."


“Yokelçiler kötülüğün vücut bulmuş bir hali. Elçiler ve bizim Parlayan Şövalyeler diye adlandırdığımız on tarikattan oluşan, onların seçilmiş şövalyelerinin önderliğinde onları doksan dokuz kere püskürttük. En sonunda Aharietiam geldi, Son Issızlık. Yokelçiler Asude Saraylar’a tekrar sürgün edildi. Elçiler onları cennetten de kovalamak için arkalarından gittiler ve Roshar’ın Hanedan Çağları sona erdi. İnsanoğlu Yalnızlık Çağı’na girdi. Modern çağ.”


“Hikâyeler,” diye devam etti puflamaların arasında, “Onlar bunun kanıtı. Elçiler’e ne oldu? Bizi terk ettiler. Parlayan Şövalyeler’e ne oldu? Düştüler ve lekelendiler. Çağ Krallıkları’na ne oldu? Kilise gücü ele geçirmeye çalıştığı zaman yıkıldılar. Güç için hiç kimseye güvenemezsin, Syl.”


Parshendi ve Parshmen

Kitap yorumu: Brandon Sanderson - Kralların Yolu (Fırtınaışığı Arşivi Serisi 1. Kitap)

Romanın konusunun merkezinde bir de Parshmen ve onun farklı bir kolu olan Parshendi ırkı var. Derileri mermer gibi olup, siyah ve kırmızı desenlere sahip. Parshmenler, Roshar’da köle olarak kullanılan bir ırk. Köle olarak dünyanın farklı yerinde çalıştırılıyorlar. Özellikleri şöyle anlatılıyor. 

“Parshmenlerin onlara yol göstermek için uygar halkların eline ihtiyacı var. Bu tekrar ve tekrar kanıtlanmış bir şeydir. Bir parshmanı doğaya tek başına bırakın ve birileri gelip ona emir verene kadar orada hiçbir şey yapmayarak oturur. Ancak burada avlanabilen, silah yapabilen, bina inşa edebilen ve gerçekten de kendi uygarlıklarını yaratabilen bir grup vardı.”

Kral Gavilar, ülkenin keşfedilmemiş yerlerine keşif seferleri yaparken, tıpkı onları kölelerine benzeyen ama farklı olan bir ırkla karşılaşır. Bunlar da Parshendiler. Köle olan soydaşlarından farklı olarak bunlar savaşçılar. 

“Sıradan parshmen işçiler gibi değillerdi. Çok daha kaslı, çok daha sağlamdılar. Askerler gibi iri yapılıydılar ve her biri sırtına asılmış bir silah taşıyordu. Bazılarının kaya parçalarıyla bağlanmış koyu siyah ve kırmızı sakalları vardı, diğerleri tıraşlıydı.”

İşte, Gavilar’ı suikast ile öldüren, savaş başlatan da onlar. Ama neden ve niye sorularının cevapları birinci kitapta pek verilmiyor. 

Olayların geçtiği Roshar’da çok farklı ırklar var. Hepsinin de farklı özellikleri ve adetleri bulunuyor. Mesela, Alenthilere göre savaşçı olmak en saygın görev. Onlarda erkekler okumaz ve yazmaz. Bunu utanç olarak görürler. Onlar için okuma ve yazma işini kadınlar yapar. Savaşçılar konusunda farklı düşünen bir ırkta işlerin nasıl olduğuna bakalım. 

“Shinler acayip bir halktır,” dedi. “Burada insanların en düşükleri savaşçılardır, biraz köleler gibi. İnsanlar onları sahipliği simgeleyen küçük taşlar kullanarak evleri arasında takas eder ve satarlar ve eline bir silah alan her adam da onlara katılmak ve aynı şekilde muamele görmek zorundadır. Süslü cübbe giymiş adam var ya? O çiftçi.”

Yazarın anlatım tarzı

Yazar Brandon Sanderson, kitabın önsözünde bu seriyi uzun yıllar planladığı ve hayalini kurduğu bir yapım olduğunu belirtiyor. Okurken de çok ayrıntılı düşünülmüş ve yüksek fantezi içeren bir roman ve seri olduğunu görüyoruz.

Başta dediğim gibi ilk önce 4,500 yıl ve sonra da 6 yıl öncesi olaylarla başlıyor ve zaman zaman da birkaç yıl geriye giderek Kaladin’in asker ve sonra da köle olmadan önceki yaşamını anlatıyor. Bir de Dalinar’ın gördüğü düşlerde Elçiler, Yokelçiler ve Parlayanlar döneminden de birkaç kesit okuyoruz. Ayrıca kısımlar arasında ara bölümler var ki burada da yazar sizi Roshar’ın farklı köşelerine götürerek dünyası ile ilgili farklı ayrıntılar veriyor. 

Bu fantastik dünyada her şey farklı. Bitkiler, canlılar bile. Tabii durum böyle olunca yazar aralarda bahsettiği bu bitki ve canlı türlerinin çizimlerine de yer vermiş. Hayal etmek farklı, yazarın tasvir ettiği şeyin yine onun anlatımı ile bir ressamın çizmesi farklı. Bu açında hem anlatım hem de görselleri ile gerçekten de yüksek fantezi (high fantasy) türü bir roman ve seri.

Kitaba, anlatımına ve seriye alışmak için birkaç yüz sayfa okumanız gerekiyor. Ondan sonrası sizi zaten cezbedecek. Bir hikâye anlatmakla ilgili ise romandaki karakterlerin şu diyalogu ilgimi çektiği için burada yer veriyorum.

“Bir hikâye birisinin aklında hayal edilmediği sürece yaşamaz.”

“O zaman hikâye ne anlama geliyor?”

“Sen ne anlama gelmesini istersen, o anlama geliyor,” dedi Hoid. “Bir hikâyecinin amacı sana nasıl düşüneceğini söylemek değil, üstünde düşüneceğin sorular sormaktır. Biz bunu fazla sık unutuyoruz.”

Devam kitabı: Brandon Sanderson - Parlayan Sözler (Fırtınaışığı Arşivi Serisi 2. Kitap)

Devam kitabı: Brandon Sanderson – Oathbringer (Fırtınaışığı Arşivi Serisi 3. kitap)


Kitap yorumu: Brandon Sanderson - Kralların Yolu (Fırtınaışığı Arşivi Serisi 1. Kitap)

Brandon Sanderson

Kralların Yolu 

Fırtınaışığı Arşivi Serisi 1. Kitap

Özgün adı: The Way of Kings

The Stormlight Archive - Book 1

Çev: Can Sevinç

Akılçelen Kitaplar

Ankara

2014

912 sayfa.

Next Post Previous Post
2 Comments
  • Kerem BLC
    Kerem BLC 10 Temmuz 2021 15:56

    Güzel bir yazı. Elinize sağlık. Bu seri türünün en iyisi, Yüzüklerin Efendisinin gelişmiş hali. GOT gibi dizisi yapılsa keşke...

    • Cavanşir Gadimov
      Cavanşir Gadimov 10 Temmuz 2021 16:49

      Evet güzel bir seri. Dizisi olabilecek bir yapım. Teşekkürler.

Add Comment
comment url

Benzer yayınlar