Josh Malerman - Gölün Dibindeki Ev
Amerikalı yazar Josh Malerman’ın “Gölün Dibindeki Ev” başlıklı eseri, bir korku-gerilim romanıdır. Okuru, gizemli bir göle, bu gölün dibindeki olağan dışı bir eve götürüyor. Okurken gerilim ve korkuyu iliklerinize kadar duyacağınız kısa bir roman.
İlk defa korku-gerilim türü bir roman okudum. Ayrıca Josh Malerman, kitapları henüz yeni yayımlanmaya başlayan bir yazar. Bu eser Türkçe’de yayımlanan ikinci kitabı. Hem yeni bir tür, hem de yeni başlayan bir yazarı keşfetmiş oldum.
Genellikle korku-gerilim türü filmleri sevmem. Bu tür filmleri bol bol bilinmez, korkutucu ve iç karartıcı müzikler eşliğinde, karanlık köşelerden aninden çıkan ve çığlık atarak izleyiciyi korkutmaya çalılan tür olarak görürüm. Korku-gerilim kitaplarının nasıl olduğunu merak ederek okudum bu kitabı.
Romanın konusu kısaca şöyle: Amelia ve James, ikisi de 17 yaşındadır. Roman, James’in Amelia’ya çıkma teklifi etmesi ile başlıyor. James çok utanarak teklifini yapar ve Amelia kabul eder. İlk randevularında ise kano ile gölde gezmeyi teklif eder. Amelia kabul eder ve bu James’de farklı hayaller oluşturur:
İkisi de gençliğin, ilk randevularında buluşmanın heyecanı ile bir araya gelirler. Amaçları birinci gölü geçmek ve ikici gölde baş başa bir gün geçirmektir. Ancak bu ilk randevu onlara bir dizi sürpriz sunar. İkinci gölde yüzerken üçüncü bir göl ve oraya açılan bir tünel keşfederler. En büyük sürprizleri ise bu üçüncü gölün ortasında bir evin çatısını görmek olur. Gölün ortasında büyük bir çatı vardır çünkü gölün dibinde büyük bir ev var. Bu evi keşfetmeye karar verirler.
İkisi de göle girip eve doğru yüzerken onları çeken, cezbeden bir şeyler hissediyor. Eve daha yakın gitme, daha fazla görme isteği uyanıyor ve ciğerlerindeki nefesleri onları zorlayana kadar bunu yapıyorlar. Artık yüzeye çıkıp nefes alma kaçınılmaz olduğunda ise tek düşündükleri şey ölümdür. Öleceklerini, nasıl gölde ölü bulunacaklarını düşünmekten kendilerini alamıyorlar.
James ve Amelia’da göle girmek ve evi daha fazla görmek arzusu giderek artar. İlk dalışlarında çok fazla şey göremezler. Çünkü suda nefeslerini çok uzun süre tutamazlar. Bunun için dalış donanımı edinir ve dalış dersleri alırlar. Evi daha fazla görmek, keşfetmek ve odalarında dolaşmak onlarda bir takıntı haline gelir.
Ev sadece gölün dibinde batık bir ev değildir. Batık olması gereken evlerden farklıdır. Sanki evde halen birisi yaşıyor gibi her şey yerli yerindedir. Sanki ev hiç suyun içinde değildir ve sudan etkilenmemiştir. Bu ev bir süre onların mutluluğu olur, onların evi olur. Sürekli göle geliyor, suya dalıyor ve evi geziyorlar. Ancak tek kuralları var. “Neden ve nasıl” diye sormayacaklar. Çünkü evde olanları bu iki soruya cevap arayarak açıklamak imkânsızdır.
Ta ki bir gün James evin gizemini öğrenmeye ve neden böyle olduğunu sormaya başlar. İşte o gün huzurları kaçar ve gölünde dibindeki evde yüzerken yalnız olmadıklarını öğrenirler.
Genel itibariyle başarılı bir roman. Özellikle gece evde tek başınıza okumamanızı tavsiye ederim. Gölün altındaki evde keşfe çıkan iki genci karanlıkta her köşe başında neler beklediğini hayal ederken tüyleriniz ürperecektir. Ancak romanın daha tatmin edici olabilmesi için yazarın bu gizemli evle ilgili, onun öyküsü ile ilgili bir şeyler vermesini beklerdim. En azından sır perdesini az da olsa aralayacak ve gizemin arka planındaki bir olay olabilirdi. Böyle olunca romandaki boşlukları tamamlamak okura kalıyor.
Josh Malerman
Gölün Dibindeki Ev
Özgün adı: A House at the Bottom of a Lake
Çev: Aslı Dağlı
2. Baskı
İthaki Yayınları
İstanbul
2017
182 sayfa.
İlk defa korku-gerilim türü bir roman okudum. Ayrıca Josh Malerman, kitapları henüz yeni yayımlanmaya başlayan bir yazar. Bu eser Türkçe’de yayımlanan ikinci kitabı. Hem yeni bir tür, hem de yeni başlayan bir yazarı keşfetmiş oldum.
Genellikle korku-gerilim türü filmleri sevmem. Bu tür filmleri bol bol bilinmez, korkutucu ve iç karartıcı müzikler eşliğinde, karanlık köşelerden aninden çıkan ve çığlık atarak izleyiciyi korkutmaya çalılan tür olarak görürüm. Korku-gerilim kitaplarının nasıl olduğunu merak ederek okudum bu kitabı.
Romanın konusu kısaca şöyle: Amelia ve James, ikisi de 17 yaşındadır. Roman, James’in Amelia’ya çıkma teklifi etmesi ile başlıyor. James çok utanarak teklifini yapar ve Amelia kabul eder. İlk randevularında ise kano ile gölde gezmeyi teklif eder. Amelia kabul eder ve bu James’de farklı hayaller oluşturur:
“İlk randevularından itibaren bir halı misali önlerine serilecek olan hayatı hayal ediyor olmalıydı. İlk gölde gülüşecekler, ikincisinde öpüşecekler ve bir kanonun içinde evleneceklerdi; Amelia yine bir kanoda doğum yapacaktı. James tüm bunları gözünde canlandırabiliyordu...
"O halde cumartesi görüşürüz," dedi kız ve James çılgınca bir anlığına kızın cumartesi günü evlenelim dediğini sandı. Yanakları pembeleşti.” (s. 11)
İkisi de gençliğin, ilk randevularında buluşmanın heyecanı ile bir araya gelirler. Amaçları birinci gölü geçmek ve ikici gölde baş başa bir gün geçirmektir. Ancak bu ilk randevu onlara bir dizi sürpriz sunar. İkinci gölde yüzerken üçüncü bir göl ve oraya açılan bir tünel keşfederler. En büyük sürprizleri ise bu üçüncü gölün ortasında bir evin çatısını görmek olur. Gölün ortasında büyük bir çatı vardır çünkü gölün dibinde büyük bir ev var. Bu evi keşfetmeye karar verirler.
İkisi de göle girip eve doğru yüzerken onları çeken, cezbeden bir şeyler hissediyor. Eve daha yakın gitme, daha fazla görme isteği uyanıyor ve ciğerlerindeki nefesleri onları zorlayana kadar bunu yapıyorlar. Artık yüzeye çıkıp nefes alma kaçınılmaz olduğunda ise tek düşündükleri şey ölümdür. Öleceklerini, nasıl gölde ölü bulunacaklarını düşünmekten kendilerini alamıyorlar.
James ve Amelia’da göle girmek ve evi daha fazla görmek arzusu giderek artar. İlk dalışlarında çok fazla şey göremezler. Çünkü suda nefeslerini çok uzun süre tutamazlar. Bunun için dalış donanımı edinir ve dalış dersleri alırlar. Evi daha fazla görmek, keşfetmek ve odalarında dolaşmak onlarda bir takıntı haline gelir.
Ev sadece gölün dibinde batık bir ev değildir. Batık olması gereken evlerden farklıdır. Sanki evde halen birisi yaşıyor gibi her şey yerli yerindedir. Sanki ev hiç suyun içinde değildir ve sudan etkilenmemiştir. Bu ev bir süre onların mutluluğu olur, onların evi olur. Sürekli göle geliyor, suya dalıyor ve evi geziyorlar. Ancak tek kuralları var. “Neden ve nasıl” diye sormayacaklar. Çünkü evde olanları bu iki soruya cevap arayarak açıklamak imkânsızdır.
Ta ki bir gün James evin gizemini öğrenmeye ve neden böyle olduğunu sormaya başlar. İşte o gün huzurları kaçar ve gölünde dibindeki evde yüzerken yalnız olmadıklarını öğrenirler.
Genel itibariyle başarılı bir roman. Özellikle gece evde tek başınıza okumamanızı tavsiye ederim. Gölün altındaki evde keşfe çıkan iki genci karanlıkta her köşe başında neler beklediğini hayal ederken tüyleriniz ürperecektir. Ancak romanın daha tatmin edici olabilmesi için yazarın bu gizemli evle ilgili, onun öyküsü ile ilgili bir şeyler vermesini beklerdim. En azından sır perdesini az da olsa aralayacak ve gizemin arka planındaki bir olay olabilirdi. Böyle olunca romandaki boşlukları tamamlamak okura kalıyor.
Josh Malerman
Gölün Dibindeki Ev
Özgün adı: A House at the Bottom of a Lake
Çev: Aslı Dağlı
2. Baskı
İthaki Yayınları
İstanbul
2017
182 sayfa.
Bu kitabın filmi çekilmiş miydi acaba? Sanki konusu tanıdık geldi.Çok germeyecekse okuyabilirim gibime geldi.Emeğinize sağlık.:)
Kitap daha yeni, 2016'da çıkmış. Filmi henüz yoktur. Ama olur herhalde. Teşekkrüler.
Yazarın ilk romanını okuyanlar sever diye düşünüyorum :) Benim yazarın okuduğum ilk kitabıydı :) Açıkçası neyle karşılaşacağımı bilmiyordum ama genel olarak beğenmiştim :)
Yeni bir yazarı keşfettim ben de. Kitaplar ilgili söylediklerinize katılıyorum. Teşekkürler.