A. S. Puşkin - Yevgeni Onegin
İ. E. Repin'in tablosu (1899). Onegin ve arkadaşı Lenski'nin düellosu. |
Aleksandr Sergeyeviç Puşkin’in başyapıtı olarak kabul edilen “Yevgeni Onegin”, epik bir şiirdir. Şairin kendisinin deyimiyle ise bir Şiir-Roman’dır. Puşkin, Yevgeni Onegin’i yazmaya ülkenin güneyine sürüldüğü yıllarda başlar ve yazması da 8 yıl sürer.
Puşkin, Yevgeni Onegin’de hem kendini hem kahramanı Onegin’i hem yaşadığı dönemin Rusya’sını hem de bir aşk hikâyesi anlatıyor. Bütün bunları bir kitaba, bir epik şiire sığdırmasından dolayı, bu şiir-romana “Rus yaşamının ansiklopedisi” deniliyor.
Eseri Türkçeleştiren Azer Yaran, kitabın başındaki “Puşkin ve Yevgeni Onegin” başlıklı yazısında bu konuda şöyle diyor:
“Kentsel ve kırsal yaşam parçalarıyla dolgulanan “Yevgeni Onegin” in dönemin Rusya yaşamının ansiklopedisi özelliği belirir. Başta Petersburg’un, Moskova’nın büyük kent yaşamı, yüksek toplum, taşra yaşamı ve kırsal toprak beyleri pomeşçikler ve toprak kölesi köylüler, türlü insan tipleri bu ansiklopedide yer alır. Puşkin yapıtında Petersburg sosyetesinin ve saray çevrelerinin havailiğini ve boşluğunu ortaya sermekte, Moskova’nın ataerkil soylular ortamının yergisel betimlemelerini vermekte, taşra soyluları olan pomeşçiklerin törelerini alaya almaktadır. “Yevgeni Onegin” sadece o devrin bir aynası değil, yapıtın şairi olarak Puşkin’in ruhunun da bir aynasıdır. Şairin tüm yaşamı, tüm sevgisi, duyguları, görüşleri, ülküleri bu yapıtındadır. Puşkin, kendisinin de ilişkili bulunduğu, toprak köleliğinin kaldırılması, cumhuriyet ya da anayasal monarşi kurulması amacıyla örgütlenen Rus devrimcileri olan Dekabristlere yer ayırmadan geçemediği yapıtının o bölümlerini sonradan yakmak zorunda kalmıştır.” (Azer Yaran, s. 9- 10)
Puşkin ismini duyunca ilk önce iki şey aklıma gelir. Birincisi, bazen yazar bazen de şair olarak adlandırılan Puşkin’in Rus yazın sanatının kurucusu olmasını hatırlıyorum. İkincisi ise bir düello sonucu ölmesine, 37 yıllık kısa yaşamına rağmen tüm dünyaya ün salması rağmen kısa yaşamına sığdırdığı eserleri aklıma geliyor.
Puşkin, karısı ile ilgili söylentiler sonucunda düello yapar ve aldığı yaradan ölür. Ancak olayın arka yüzünde ise siyasi görüşlerinden dolayı Puşkin’in düello süsü verilerek öldürülmesi söz konusudur. Zaten Çar karşıtı Dekabristler’e yakınlığı sonucu Rusya’nın güneyine sürülmüş ve her zaman yönetimin gözü üzerinde olmuştu.
PUŞKİN - YEVGENİ ONEGİN
Puşkin, Yevgeni Onegin’i sürgünde yazmaya başlar ve sürgünde olduğu yerlerin izlerini de anlatımında görmek mümkün. Hatta ara ara şiiri yazması ile ilgili notları da var. Bir yandan Onegin’in öyküsünü anlatıyor, bir yandan da kendisini, nasıl yazdığını görüyoruz.
Şiir – romanın ana karakter Onegin, anne ve babasını kaybetmiş, daha sonra kendisine amcasından miras kalan bir genç. Puşkin, onun durumunu anlatıyor, yaşadığı ortamları ve bazen içine düştüğü karamsarlığı hakkında şöyle diyor:
“Ve yeniden, avareliğe teslim olmuş,
Ruhsal boşluktan azaplar çekerek,
Kuruldu yerine - başkalarının usunu
Kendinin kılmak gibi övülesi bir erekle;
Bir yığın kitabı yerleştirdi rafın üstüne,
Okudu, okudu, ama hepsi boşuna:
Şurada kasvet, şurada aidatı ya da sayıklama;
Şunda bulunç yok, şundaysa anlam;
Türlü türlü zincirler herkesin giyindiği;
Hem eski zamanların devri doldu,
Hem yenilik sayıklıyor eskilere doğru.
Kitapları da o terketti kadınlar gibi
Ve rafı, üstünde kitapların tozlu ailesiyle,
Örttü bir yas zamanının tafta dokumasıyla.” (s. 52)
Moskova’nın sosyete yaşamı, balolarından sonra Onegin kendisini köye atıyor. Amcasından ona miras kalan toprakta ve evde yaşamaya başlıyor. Burada da içine kapanıyor, komşularıyla görüşmüyor ve kimseyle irtibat kurmuyor. Ancak bir gün yeni bir komşusu ortaya çıkıyor. Lenski isimli bir genç ve aynı zamanda şairdir. Onunla arkadaş oluyorlar. Ortak noktaları da çok.
“Ben öfkeliydim, buna karşılık karamsardı o;
Tutkuların oyununu biz ikimiz de tanımıştık;
İkimize de yaşam ıstıraplar vermişti;
İkimizin de yüreğinde korlar sönmüştü;
İkimizi de artık beklemekteydi hıncı” (s. 53)
Lenski, yine yakınlarda yaşayan bir kızla nişanlı ve evlenecekler. Bir gün Onegin’i de nişanlısı Olga’nın evine götürür. Olga’nın bir kız kardeşi var: Tatyana. Tatyana, görür görmez âşık olur Onegin’e. Aşk ateşinden yanarken, en sonunda dayanamayıp ona mektup yazar. Onegin ise bu aşka karşılık vermez.
Onegin ile Lenski’nin dostluğu, Tatyana’nın doğum gününe kadar sürer. Onegin Lenski’nin ısrarıyla gittiği partiyi beğenmez. Lendski’den intikam almak ve kızdırmak için Olga ile flört eder. Bunun üzerine Lenski de onu düelloya çağırır. Sonuç ise Puşkin’in kendi sonu gibi olur. Bir şair olarak Puşkin, eserindeki şair Lenski’nin düelloda öldürülmesini anlatıyor.
“Ama ne olursa olsun değerli okuyucu,
Umar yok! Genç bir sevgiliyi,
Şairi, düşüncelerde bir düş kurucuyu,
Öldürdü bir dostunun eli!” (s. 276)
Bu olaydan sonra Onegin çekip gider. Bir süre ülkeyi dolaşıp durur. Ancak bu sürede Tatyana da Moskova’ya taşınır ve bir prensle evlenir. Onegin onu Moskova’da balolarda, eski saf Tatyana halinden sıyrılmış, bir prenses olarak görünce bu sefer âşık olma sırası ondadır. Daha önce Tatyana’nın aşkını geri çeviren Onegin, bu sefer kendisi umarsız bir şekilde aşık olur. Daha önce neden Tatyana’nın aşkını geri çevirdiğini ise şöyle açıklar:
“Ben o zaman kopardım yüreğimi;
Herkes için bir yabancı, hiçbir şeye bağlanmadım,
Düşünüyordum ben: özgürlüğüm ve huzurum
Yerini tutar mutluluğun. Tanrım!
Nasıl da aldandım, nasıl cezamı buldum...” (s. 367)
Ancak Tatyana da artık değişmiştir. Artık Onegin’in köyde gördüğü saf kız değildir. Onegin’i neredeyse görmezden gelir. Onegin ise sonunda çareyi Tatyana’nın ayaklarına kapılmakta bulur.
“Ama benim Yevgeni’m tüm akşam boyu,
Tatyana’yla ilgiliydi yalnızca,
Ancak ürkek küçük kızla değil hani şu,
Aşık, umarsız ve sıradan.
Fakat bir prensesle çevresini umursamaz,
Fakat bir tanrıçasıyla yanına yaklaşılmaz,” (s. 361)
ROMANDAKİ DÖNEMİN RUSYA’SI VE İNSANI
Çevirmen Azer Yaran, Puşkin’in eserde Dekabristler’e göndermeler yaptığını ancak bunların belli olmadığını belirtir. Puşkin bir yandan Onegin’i anlatırken, bir yandan da Rusya’nın durumu, kendi durumu, sürgünü ve çektiği acılara da değiniyor ve şöyle diyor:
“İç geçirmek zamanı alacakaranlık Rusya için,
Benim acılar çektiğim, benim âşık olduğum,
Benim toprağına yüreğimi gömdüğüm.” (s. 58)
Puşkin eserde sadece Onegin’in öyküsü anlatmıyor. Çevirmen Rusya’daki tüm insanların öyküsünü anlattığını söylemişti. Mesela bir dadının öyküsünü anlatıyor. 13 yaşında ağlayarak evlendirilmesini. Çok uzun anlatmasa da dönemin Rus toplumu ile ilgili bir bilgi veriyor. Daha başka karakterlerin kısa öyküsüne değiniyor. Parça parça da olsa dönemin Rus insanını anlatıyor, portrelerini çiziyor.
“Fakat bir değişiklik görülmüyor onlarda;
Her şey onlarda eski örneğine göre:
Prenses Yelena teyzenin başında
Hep o aynı bağcıklı başlığı tülden;
Hep yüzüne aklık sürüyor Lukerya Lvovna,
Hep yine yalan konuşuyor Lübov Petrovna,
Ivan Petroviç yine öyle aptalın biri,
Semyon Petroviç hep yine öyle cimri,
Pelageya Nikolayevna’nın yanında
Hep o aynı Mösyö Finmuş, dostu,
Ve aynı ev köpeği, ve aynı kocası;
O, yine, gayretli bir kulüp üyesi daima,
Hep yine öyle uysal, yine öyle sağır
Ve yine öyle iki kişilik yiyor ve içiyor.” (s. 324)
Başka bir yerde Rusya’da Rusçanın kullanımına ilişkin eleştirilerini dile getiriyor. Rusça’yı Fransızca kelimelerle bezemekten bahsediyor.
Rus yaşamına örneklerden biri de dönemin toprak ağalarının hizmetçilerini nasıl gördüğü ve onlara nasıl davrandıkları ile ilgili. Bu örnek zekice düşünülmüş ve bir o kadar da zalimce bir davranışı anlatıyor.
“Bahçede hizmetçiler sıra olmuşlardı,
Çalılar arasında ahududu topluyorlardı
Ve buyruk üzre şarkı söylüyorlardı koro halinde
(Buyruk üzre, şöyle bir düşünceyle ki,
Beylik mülkü yemişleri gizli gizli
Haylaz ağızlar yemesinler de
Şarkı söyleyerek olsunlar diye meşgul:
Köyün keskin usunun bir buluşu bu!)” (s. 151)
Son olarak Puşkin eserde çok sayıda esere gönderme yapıyor. Bunlar bazen bir eserin karakteri ya da yazarı olabilir. Yunan mitolojisine, Avrupalı ve Rus yazarlara çok sayıda gönderme var. Zaman zaman ise Fransızca kelimeler ve cümleler de kullanıyor.
Aleksandr Sergeyeviç Puşkin
Yevgeni Onegin
Özgün adı: Евгений Онегин
Çev: Azer Yaran
Yapı Kredi Yayınları
İstanbul
2003
393 sayfa.
Rus Edebiyatını severim. Ama duymamıştım.En kısa zamanda okurum umarım.
Teşekkürler ve iyi okumalar
Edebiyatın en etkileyici dalı Şiir ve Roman bir arada olunca harika olabileceğine kanaat getirdim kesinlikle ben bulursam okumak isterim. Bu harika paylaşımı bizimle paylaştığın için teşekkür ederim. Bende bir edebiyat blogu yazıyorum sizi de beklerim. Şiirler Güzelsözler
Teşekkürler, ben de bloğunuzu ziyaret ettim.