Kitap Yorumu: Halil Cibran – Ermiş

Kitap Yorumu: Halil Cibran – Ermiş

Halil Cibran, Lübnan asıllı bir şair, filozof ve ressamdır. En ünlü eseri olan "Ermiş" (The Prophet), 1923 yılında yayımlanmış ve dünya çapında büyük bir etki oluşturmuştur. Kitap, şiirsel bir dille yazılmış felsefi ve spiritüel bir eser olarak tanımlanıyor. Toplam 26 adet şiirden oluşan bir karma şiir denemeleri kitabı olarak da nitelendiriliyor.


Halil Cibran – Ermiş – Kitap Yorumu

Halil Cibran’ın “Ermiş” isimli kitabı her ne kadar “karma şiir denemeleri” olarak nitelendirilse de yazım tarzı şiir ile düz yazı arasındadır diyebiliriz. Görünüş olarak daha çok düz yazı gibi görünüyor. Ancak okurken akıcı bir şiirsel bir dili var. 

Yazar, Ermiş’te bir anlamda kendi felsefi görüşlerini ve hayata bakışını “El Mustafa” isimli karakteri aracılığıyla okura aktarıyor. Aralarda ona sorulan sorular olmazsa bir monolog da diyebilirdik. Ancak aralarda ona soru soranlar var ki El Mustafa da onlara farklı konularda cevaplar veriyor. Zaman zaman okuru çok düşündürecek cevaplar da göreceksiniz. Hem şiirseldir hem de düz yazı gibidir dedik ama bana daha çok aforizmalar olduğu izlenimi verdi. Sanki yazar bunları böyle yazarak farklı konulardaki görüşlerini, felsefi düşüncelerini, hayata bakışı ve çeşitli temalardaki toplumsal eleştirilerini bu eser aracılığıyla ortaya koymuş.

Kısa ve öz bir eser. Aforizmalara benzetmem de bundan. Bunun dışında zaman zaman beni düşündüren yerler oldu. Tabii bazı yerleri sıkıcı bulduğum gibi hiç katılmadığımı da söyleyebileceğim görüşler olduğunu da belirtebilirim.


Ermiş'in Konusu

Kitap Yorumu: Halil Cibran – Ermiş

Kitap, El Mustafa adında bir ermişin, uzun yıllar kaldığı Orphalese şehrinden ayrılmadan önce, şehir halkına verdiği son öğütleri anlatır. Şehir halkı, El Mustafa'dan hayatın farklı yönleri hakkında bilgelik dolu sözler ister. Her bölümde, Ermiş, insan hayatının temel konularına dair derin ve ilham verici cevaplar sunar. Bazı açılardan yazarın bu yazdıklarının kendisi için de olduğunu söyleyebiliriz. Kitabın son kısmındaki bir alıntı da buna işaret ediyor:

“Derken artık akşam olmuştu. Bilici kadın El Mitra, Tanrı bugünü, bu yeri ve konuşan ruhunu kutsasın, dedi. O da şöyle yanıtladı: Ben miydim konuşan? Ben aynı zamanda dinleyen değil miydim?” (s. 45)

Kitapta ele alınan temalar arasında aşk, evlilik, çocuklar, vermek, ölüm, sevinç, keder ve sair gibi konular var. Kitap, hem spiritüel hem de felsefi bir rehber olarak kabul ediliyor. 

"Ermiş", 20. yüzyılın en çok satan kitaplarından biridir ve 100’den fazla dile çevrilmiştir. Kitap, Batı ve Doğu felsefelerini harmanlayarak, insanlığa evrensel mesajlar sunar. Özellikle 1960'ların karşı kültür hareketi sırasında popülerlik kazanmış ve bugün hala birçok insan için ilham kaynağı olmaya devam ediyor. 


Halil Cibran – Ermiş – Alıntılar

Kitapta yer alan ve not aldığım bazı yerleri ve alıntılar da burada paylaşıyorum.


“Uzundu surları arasında geçirdiğim çile günleri, uzundu yapayalnız geceler; kim çile ve yalnızlığını geride bırakabilir ki içi sızlamadan?” (s. 1)


“Mabetten bir kadın çıktı, El Mitra'ydı adı. Biliciydi.

El Mustafa kadına derin bir muhabbetle baktı; çünkü peşine ilk o düşmüş, ilk o inanmıştı kendisine, üzerinden ancak bir gün geçmişken kente gelişinin.” (s. 5)


“Çünkü aşk taçlandırdığı gibi çarmıha da gerer sizi. Hem besler, büyütür hem de budar sizi.

Yücelerinize tırmanıp, okşar sever güneşte titreyen en körpe dallarınızı. Derken inip köklerinize, sarsar toprağa sıkı sıkıya tutunuşlarını.

Mısır demetleri gibi derer sizi aşk. Harman yerinde dövüp çırılçıplak bırakır. Kabuklarınızı elemek için kalburdan geçirir. Apak edinceye kadar öğütür sizi. Yumuşayana kadar yoğurur; sonra da atar kutsal ateşine, Tanrı'nın kutsal şölenine kutsal ekmek olasınız diye.

Aşk bütün bunları, yüreğinizin sırlarına ermeniz ve bu bilgiyle Hayat'ın yüreğinin bir parçası olabilmeniz için yapacaktır.” (s. 6)


“Yokluk korkusu yoksunluğun bizzat kendisi değil midir? Kuyunuz suyla doluyken çekilen susuz kalma korkusu değil midir asıl giderilemez susuzluk?” (s. 10)


“Veririm ama sadece hak edenlere" dersiniz sık sık. Ne meyve bahçenizdeki ağaçlar böyle der ne de çayırlarınızdaki sürüler. Onlar yaşayabilmek için verir; çünkü vermekten kaçınmak yok olmaktır.” (s. 11)


“İş, görünür kılınmış aşktır. Eğer aşkla çalışamıyor ve çalışırken sadece hoşnutsuzluk duyuyorsanız, işinizi bırakıp tapınak kapısında oturmak ve sevinçle çalışanların sadakalarını almak yeğdir.” (s. 15)


“Eğer varsa aranızda sadakatsiz kadını yargılayacak olan, kocasının yüreğini de tartsın terazide ve ruhunu ölçülerle vursun ölçüye. İnciteni kınayacak olan varsa, incinenin de ruhuna baksın.” (s. 23)


“Sonra bir hukukçu dedi ki, Fakat ya Yasalarımız, üstat? O da yanıtladı: Yasa koymaktan haz alıyorsunuz. Ama onları çiğnemekten aldığınız haz daha fazla. Okyanus kıyısında oynayan, durmaksızın kumdan kuleler yapıp, sonra da kahkahalar atarak onları yıkan çocuklar gibi.” (s. 24)


“Derken bir rahibe, bize Duadan Söz Et, dedi. O da yanıtladı ve dedi ki: Sıkıntıya ve dara düşünce dua ediyorsunuz; keşke sevinciniz doruklarda olduğunda ve bolluk günlerinizde de dua etseniz.” (s. 36)


“Gerçekten ölümün ruhunu görmek istiyorsanız, yüreğinizin kapılarını açın hayatın bedenine ardına kadar. Çünkü hayat ve ölüm birdir, tıpkı ırmak ve denizin bir olduğu gibi.” (s. 44)

Kitap Yorumu: Halil Cibran – Ermiş


Halil Cibran

Ermiş

Özgün adı: The Prophet

Çev: Ayşe Berktay

3. Basım

Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları

İstanbul

2015

54 sayfa.

Ayrıca bakınız: Felsefe ve Düşünce Dünyasına Yolculuk: Okumanız Gereken 50 Etkileyici Kitap

Previous Post
No Comment
Add Comment
comment url

Benzer yayınlar