Muzaffer İzgü - Zıkkımın Kökü

Kitaptan uyarlanan aynı isimli filmden bir kare.

Muzaffer İzgü, Zıkkımın Kökü başlıklı eserinde Adana’da geçen çocukluğunu ve yaşam öyküsünü anlatıyor. Mizahi bir dille yazılan ancak buna rağmen Anadolu insanının yoksulluk ve yaşadığı zor koşulları anlatan bir romandır.

Ben bir kitap okurken hiç bu kadar güldüğümü hatırlamıyorum. Ama önemli olan bu değil. Önemli olan, yazarın fakirliğin ve yoksulluğun ağlanacak haline okuru güldürmesini bilmesidir. Ana karakter Muzo’nun anlattıkları ve ailesinin durumu aslında içler acısı bir durum. Ama yazar bu fakirlik içindeki bazı olayları öyle bir dille anlatıyor ki okur gülmekten kendini tutamaz. Bir yandan düşündürüyor, bir yandan acıma duygusu var ama bunun üstüne de bu anlatılanlara oturup ağlamak yerine gülüyorsun.

İzgü, kitaba doğduğu gün ile başlar. Fakirlik içinde doğar ve fakirlik içinde büyür. Bunun her zaman farkındadır ve diğer çocuklar ile kendisini kıyaslar.

“Oh oh, derdi babam, aynı sizi kömür çualından çıkardığımız günkü gibi oldunuz! Nedense, bizim mahallenin yoksul çocuklarının hepsi kömür çuvalından çıkmıştı da, Yaşar'ı, Nedim'i, Rıfat'ı leylek getirmişti. Belki de, biz kışın dünyaya geldiğimizden leylekler burada değildi. Suç anamın, azıcık dişini sıkıp da bizi marttan sonra dünyaya getirseydi, leyleğe binme mutluluğuna biz de erişirdik...”

Fakirliği anlatıyor ama öyle anlatıyor ki bu acıklı ve fakirlik içindeki öykü bir yandan da güldürüyor. Özellikle çocuğun yarısı nalın, yarısı ayakkabından yapılma ayakkabısı ile ilgili kısımlara mutlaka güleceksiniz. Yazar bir yandan güldürürken, Anadolu’nun fakir insanının yaşam çilesine dikkat çekiyor.

Ana karakter fakirlik içinde yaşayan bir çocuk olsa da abisinden farklı olarak okumayı seviyor. Abisi hep zayıf getirdiği için en sonunda terzi çırağı yapıyorlar. Muzo ise okuyup büyük adam olmak istiyor. Çünkü belki de okumasa babası gibi olacağını görüyor. Okumasa yaşamında hiçbir şeyin hiçbir zaman değişmeyeceğinin farkındadır. Hem dersleri iyi hem de bulduğu romanları okur.

“Meteliksiz Devrialem'i, Robenson'u, Issız Ada'yı okuyordum. Kitaplara para verdiğim yoktu. Ortaokuldaki bir arkadaşımdan ödünç alıyordum. Batıya bakan penceremizin yanına geçiyor, oturuyordum mindere, dalıp gidiyordum kitaplara. Arasıra anam,
-Ulan oğlum, git acık gez diyordu.
-Yok ana, diyordum, okuyacam.
-Bıkmadın mı bi kış okuldan?

-Bunlar başka ana, roman.
-Kafanı bozmasın?
-Bozmaz meraklanma!”

Muzo okumak istiyor ancak önünde birçok zaman geçemeyeceği engeller vardır. En başta para, geçim derdi, okul masrafları. Babası her zaman çalışamıyor. Bazen okulu bırakıp ona yardım etmek zorundadır. Okul için gerekli kitap, defter ve kıyafet için de bütün yazı çalışarak para biriktirmesi gerekiyor. En büyük hedefi ise okumaktır.

“Babamın sattığı domateslerin kazancı yetmiyordu eve. Kışın okulumda rahat okuyabileceksem, yazdan birkaç kuruş anneme vermeli, saklatmalıydım. Annem, benim paramı sanırım çok önemsediği için Kuran'ın içinde saklardı. Okul bu, palto ister, takım giysi ister, kravat ister, kitap defter, benzer mi hiç ilkokula?”

Bu arada hayatı boyu fakirlik içinde yaşayan ailesi ve özellikle de babası, bütün bunlara rağmen hep büyük umutları var ve hayaller kurar. Zaten fakirin umuttan başka neyi var ki. Komşularında babası hasta bir ailenin çocuklarından biri doktor olmak istiyor ama okumuyor. Okumadan da doktor olabileceğini söylemiş çocuğa annesi.

“Belki de hasta döşeğinde yatan baba için ayrı bir umuttu bu oğlan. Oğlancık büyüyecek, okumadan doktor olacak, sonra babasına bakacak... Hoş avuntuydu bunlar. Aşlamacı Bekir'in zenginlik düşleri gibi...”

Romanın ana karakteri Muzo’nun da büyük hayalleri var. En büyük hayali ise okumak ve büyük adam olmak. Bunun için elinden geleni yapar. Okula gider ancak bir yandan da çalışır. Özellikle yaz aylarından yapmadığı iş kalmaz. Seyyar satıcılık yapar, bulaşıkçılık, pamuk toplar ve sair. Bir yandan da bir kıza âşık olur. Birbirini sevmelerine rağmen, Muzo okuyacağını söyler ve evlenemezler.

Muzaffer İzgü’nün kendi yaşam öyküsünü anlattığı Zıkkımın Kökü, bir yandan güldürüyor, bir yandan düşündürüyor bir yandan da ağlatıyor. Çok etkileneceğiniz bir kitap.

Muzaffer İzgü
Zıkkımın Kökü
Bilgi Yayınevi
295 sayfa.

Next Post Previous Post
4 Comments
  • YILDIZ
    YILDIZ 7 Kasım 2018 14:54

    Çok sevdiğim bir yazarı ve kitabını tanıtmışsın. Emeğine sağlık :))

    • Cavanşir Gadimov
      Cavanşir Gadimov 7 Kasım 2018 15:26

      Teşekkür ederim ve gerçekten güzel kitap, usta yazar.

  • KİTAPLARA KAÇANLAR
    KİTAPLARA KAÇANLAR 7 Kasım 2018 18:02

    Oğlum Muzaffer İzgü'nün kitaplarını severek okuyor. Bu kitabında oğlumla birlikte ben okurum o zaman. Tavsiyeniz için teşekkürler.

    • Cavanşir Gadimov
      Cavanşir Gadimov 10 Kasım 2018 20:29

      İyi okumalar.

Add Comment
comment url

Benzer yayınlar