Kitap yorumu: Cormac McCarthy - Yol
Kısa süre önce sürükleyici kitaplar ve akıcı romanlar ile ilgili bir liste hazırlamıştım. Cormac McCarthy’nin 2006 yılında çıkan Yol (The Road) romanı da bu listede başta yer alıyor. Gerçekten de bu böyle bir listede yer almayı hak eden bir kitap.
Roman, kıyamet sonrası bir dünyayı anlatıyor. Dünya’daki yaşamın öldüğü, her şeyin kül olduğu bir gezegen geride kalmış sadece. Bir baba ve küçük oğlu da böyle bir ortamda hayatta kalmaya çalışıyorlar. Sadece hayatta kalmaları yetmez. Bir de “iyi insanlar” olarak da kalmalılar. Çünkü bu dünyada artık böylelerinden çok az kaldı.
2009 yılında kitabın aynı isimli bir filmi de çekildi. Ayrıca roman 2007 yılında Pulitzer Ödülü'nü de kazandı.
Kitabın konusu: Cormac McCarthy - Yol
Roman, yaşam adına her şeyin öldüğü bir dünya resmi çiziyor okur için. Yıl kaç bilinmiyor ama bilinen bir şey varsa o da kıyamet artık kopmuştur. Dünyada yaşam tükeniyor. Ağaçlar, otlar ve canlı yaşam adına ne varsa hepsi ölüp gitmiştir.
Yazar bunların neden yaşandığını anlatmıyor. Belki de okurun kendi hayali ile bu boşlukları doldurmasını istiyor. Kesin olan bir şey var o da her yere kül yağması. Çünkü artık nasıl bir kıyamet yaşanmışsa koca şehirler, bölgeler, ormanlar yanıyor ve rüzgar da buradaki külü sağa sola taşıyor.
Böyle bir ortamda bir baba ve oğlu kuzeyden güneye doğru boş ülkede ve yollarda ilerliyorlar. Amaçları güneye, sahile ulaşmak. Çünkü kuzeyde bir kışı daha çıkaramayacaklarını biliyorlar. Yazar yine bu iki karakterin ismini vermiyor. Adam ve oğlan diye bahseder onlardan.
Bu kıyamet ve dünyadaki yıkım, annesi çocuğa hamileyken başlamış. Annesi belli bir süre hayatta kalsa da bir süre sonra artık içinde bulundukları yaşamı kaldıramadı. Bir gün öylece karanlığın içine çekip gitti.
Benzer kitaplar: Kıyamet sonrası roman önerileri
Değişen dünya ve yamyamlaşan insanlar
Dünyadaki canlı yaşam adına her şeyin öldüğünü söyledik. Artık ot bile bitmiyor. Denizde, karada havada tek bir canlı yok. Böyle olunca insanlar eskiden ne kalmışsa onları bularak ve yiyerek geçiniyorlar. Tabii genellikle bunlar da konserveler. Peki, yiyecek bulamayanlar ne yapıyor?
Adam ve oğlan kendilerini “iyi insanlar” olarak adlandırıyor. Babası bunu biraz da mecazi anlamda “biz ateşi taşıyanlarız” diye anlatmış oğluna. Ama değişen dünyada bir kısım insanlar da artık değişmiş, kötüleşmiş ve yamyamlaşmış. Çünkü yiyecek adına bir şey bulamadıklarında buldukları insanları yiyen çeteler türemiş.
Baba ve oğlu güneye gidiyor ama sürekli tetikte, korku içinde ve endişeyle yaşıyorlar. Ya onları bulurlarsa? Bunun için geceledikleri yerlerde yaktıkları ateşin bile ışığını göstermemeye çalışıyorlar. Diğer en büyük sorunları ise yiyecek ve ısınma. Çünkü hava çok soğuk. Üzerlerine battaniye atarak yürüyorlar ve tüm sahip oldukları da bir alış veriş arabasında.
Bir babanın en zor seçimi
Baba ve oğlun tek bir silahı var ve ondan da sadece iki kurşun kalmış. Eğer mecbur kalırlarsa kendilerine kullanmak için. Çünkü yamyamların eline geçip onlara yem olmaktansa ölmeyi tercih ediyorlar. Ancak yolculuk sırasında başlarına gelen bir olayda bir kurşunu kullanmak zorunda kalırlar. Geriye tek bir kurşun var.
Babanın önünde zor bir seçim var. Oğlunu öldürüp onu dünyada yalnız kalma ve kötü adamların eline geçmeden koruyabilecek mi? Çünkü aynı zamanda hasta. Sürekli öksürüyor ve kan tükürüyor. Zaman zaman vakit geldiğinde yapması gerekeni yapabileceğini düşünüyor ancak zaman zaman da bunu yapamayacağını.
Kitap aslında kıyamet sonrası bir dünyada yaşayan bir babanın dramını anlatıyor da diyebiliriz. Çünkü tek istediği oğlunu hayatta tutmak. Çünkü ona başka bir şey veremez. Verebileceği tek şey ise onun iyi biri olması. Ama dünya öyle bir yer haline gelmiş ki ne hayatta kalmak ne de iyi olarak yaşamak ve ölmek imkansızdır.
Cormac McCarthy
Yol
Özgün adı: The Road
Çev: Sevin Okyay
Kanat Kitap
2011
224 sayfa.