Kitap yorumu: Orson Scott Card - Ender’in Oyunu (Ender Serisi 1. Kitap)

Kitap yorumu: Orson Scott Card - Ender’in Oyunu (Ender Serisi 1. Kitap)


Amerikalı yazar Orson Scott Card’ın Ender’in Oyunu romanı askeri bilim kurgu türü bir kitap. Aynı zamanda Ender Serisi’nin de birinci kitabı.

Bazı kitaplar sadece bir öykü ile başlar ve sonradan romana ve ardından da seriye dönüşür. Ender’in Oyunu da böyle bir kitap. İlk önce 1977 yılında aynı isimle bir öykü olarak yazılmıştı. Daha sonra yazar konuyu ve karakterleri genişleterek 1985 yılında aynı isimle roman olarak okurla buluşturur. Ardından ise birkaç kitap daha yazıyor ve bir seriye dönüşüyor.  

Serinin ilk kitabı 2013 yılında aynı isimle filme de uyarlanmıştı. 

Kitap yorumu: Orson Scott Card - Ender’in Oyunu


Ender’in Oyunu, tarihi belli olmaya gelecek bir Dünya’yı anlatıyor. Dünya iki defa böcekler gibi görünen uzaylı bir türün saldırısına uğramış. İnsanlar bunları “Böcek” diye adlandırıyor. Uzayın bir yerinde kendi gezegenleri, koloni dünyaları ve kendilerine has medeniyetleri var. Tabii güçlü silahları ve uzay araçları da.

Bu uzaylı türü iki defa Dünya’yı istila etme girişiminde bulunmuş. Her ikisinde de püskürtülmüşler. Dünya şimdi üçüncü bir saldırı bekliyor. Tabii ilk iki saldırıdan yıllar geçmiştir. Ancak buna rağmen geçen bu yıllarda insanlar daha iyi uzay savaş gemisi, daha iyi asker ve daha iyi komutan yetiştirmek için çalışıyorlar. 

Daha iyi komutan ve asker yetiştirme işi ise çocuklar daha küçükken başlar. Romanın ana karakteri Andrew Wiggin de (kısaca Ender ismi ile çağırıyorlar) çok küçük yaşta uzayda bulunan bir savaş okuluna götürülür ve orada 6 yaşındayken eğitimine başlar. Onun gibi çok sayıda çocuk var bu okulda. Ama yine de onlar çocuk. Çocuk yaştan ailelerinden, yaşadıkları ortamdan koparılarak askeri eğitimlere tabi tutulurlar. 

Bir yandan hem çocuklar ama aynı zamanda artık çocuk değiller. Çünkü çocuklar savaş okulunda, sıfır yer çekiminde eğitim almaz, savaş taktikleri öğrenmez. Ayrıca evleri hakkında konuşmaları yasak. Ağlamak da öyle…

“…ama çocukların ne olduğuna dair kesinlikle bir fikrim var ve biz çocuk değiliz. Çocuklar bazen kaybedebilir ve kimse aldırmaz. Çocuklar bölüklerde değildir, komutan olmazlar, kırktan fazla çocuğa komuta etmezler, tüm bunlar herhangi birinin çıldırmadan kaldırabileceğinden daha fazla.”

“Hey kimsenin ev hakkında konuşmaması gerektiğini biliyorum. Ama bir yerlerden geldik. Savaş Akademisi bizi yaratmadı, biliyorsun. Savaş Akademisi hiçbir şey yaratmaz. Sadece yok eder. Ve hepimiz evden bir şeyler hatırlıyoruz. Belki iyi şeyler değil, ama hatırlıyoruz ve sonra yalan söylüyoruz ve sanki rol baksana. Ender, neden kimse hiç evden konuşmuyor? Sana bunun ne kadar önemli olduğunu anlatmıyor mu? Kimsenin kabul bile...., neyse.”


Dünyayı uzaylı istilasından kurtarma sorumluluğu bir çocuğun omuzlarında: Ender Wiggin


Kitap yorumu: Orson Scott Card - Ender’in Oyunu (Ender Serisi 1. Kitap)


Yine de her şeye rağmen Dünya’yı bekleyen gerçek bir tehdit var. Böcekler üçüncü istilaya gelirse ki muhtemelen bir daha gelecekler. O zaman insan ırkı ve Dünya’nın sonu olur. Bunun için de insanlığın tek umudu çocuk yaşta eğitimlere başlamak ve en mükemmel komutanı yetiştirmek. Çünkü gerçekten süper zeki bir komutan böcekleri bir kez daha yenebilir. Daha önce böyle bir komutan bir avuç basit savaş gemisi ile çok üstün Böcek donanmasını yenmeyi ve istilayı durdurmayı başarmıştı. Komutanın ismi de Mazer Rackham.

“Çin’in yıkılması. Kuşak Savaşı. Ölüm, acı ve terör. Mazer Raekham ve kurnaz manevralar yaparak kullandığı, dayanıksız ve zayıf görünen küçük, insan yapımı gemilerle kendinden iki kat büyük ve iki kat ateş gücüne sahip düşman filosunu imha etmesi. Sanki yetişkinlerle savaşan bir çocuk gibi. Ve kazandık.”

Tabii Ender’i altı yaşında götürüldüğü savaş okulunda eğlenceli günler beklemiyor. Zorlu süreçlerden geçecek. Onun gerçekten aradıkları komutan olduklarından emin olmak için şimdiye kadar hiçbir çocuğa yapmadıkları kadar ağır koşullar ayarlayacaklar.

Bu arada okurken bir yandan sanki eğlenceli ve dünyayı kurtaracak kadar önemli şeyler yapıyorlar görüntüsü var. Diğer yandan ise aslında olayın içine gizlenmiş bir dram var. Altı yaşındaki bir çocuğu anne ve babasından alarak asker, komutan, savaşçı yapıyorlar ve dünyayı kurtarma yükünü de omuzlarına yüklüyorlar. Bir çocuğa yapılabilecek en kötü şey olsa gerek.

“Ama bunun için buraya geldim," dedi Ender. “Beni bir baltaya sap yapsınlar diye. Dünyayı kurtarmak için.”
“Buna hâlâ inandığına inanamıyorum."
“Neye inanmak?”
“Böcek tehdidine. Dünyayı kurtarmaya. Dinle Ender, eğer Böcekler bizi almak için geri gelselerdi, burada olurlardı. Tekrar saldırmıyorlar. Onları yendik ve gittiler.”
"Ama videolar....”
“Hepsi ilk ve ikinci istiladan. Mazhar Rackham onları şutladığında büyükannen daha doğmamıştı.
İzledin mi? Hepsi aldatmaca. Savaş yok, sadece bizimle dönüp duruyorlar.”
“Ama neden?”
“Çünkü insanlar Böceklerden korktuğu sürece I. F. iktidarda kalır ve I. F. iktidarda kaldığı sürece bazı ülkeler egemenliğini koruyabilir. Ama videoları seyretmeye devam et Ender. İnsanlar çok yakında bu oyunun farkına varacak ve sivil bir savaş çıkacak. Tehdit işte bu. Ender, Böcekler değil. Ve çıktığı zaman, bu savaşta, sen ve ben dost olmayacağız. Çünkü sen tıpkı sayın öğretmenlerimiz gibi Amerikalısın. Oysa ben değilim.”

Dünya üzerindeki güç savaşları ve siyasi stratejiler


Kitap yorumu: Orson Scott Card - Ender’in Oyunu (Ender Serisi 1. Kitap)


Yukarıdaki alıntıda bir çocuk Ender ile konuşurken “I.F”den bahseder. Yani Uluslararası Filo (International Fleet - I.F.). Böcek saldırılarından sonra Dünya’daki ülkeler birlik haline gelerek I.F.’yi kurarlar. Tabii başta ABD ve Rusya geliyor Dünya’nın önemli güçleri arasında. 

Bu Böcek saldırıları aslında Dünya’daki farklı güçleri ve ülkeleri tek bir çatı altında toplamış. Çünkü ortak düşmanları var. Yoksa bu güçler birbirine yiyip bitirme savaşını girerdi. 

Yukarıda da bahsettiğimiz gibi serinin başladığı öykü 1977 yılında roman ise 1985 yılında yayımlanmıştı. Bu yıllar Soğuk Savaş’ın olduğu ve ABD ile Sovyetler Birliği’nin başı çektiği iki süper gücün Dünya egemenliği için çalıştığı dönemdi. 

Orson Scott Card da kitabında bu olayları yansıtmış. Tek bir farkla. Gelecek bir dünyada yaşanıyor romandaki olaylar. Bir tarafta ABD, diğer tarafta ise Rusya var. 

Kitapta ABD’nin egemenliğinin sınırları ile ilgili bir şey denilmiyor. Ancak Rusya’nın çok geniş bir coğrafyada daha büyük ve güçlü bir imparatorluk kurduğu anlatılıyor. Aşağıda anlatılanların harita olarak gözünüzde canlandırmaya çalışın:

“Rusya’yı biliyor musun? Büyük imparatorluk? İkinci Varşova Paktı? Hollanda’dan Pakistan’a kadar Avrasya’nın hükümdarları?”

Ender bir yandan Böcek’leri yenip Dünya’yı kurtarma hayalleri kuruyor ama diğer yandan böyle bir kurtuluşun Dünya’da yeni bir savaş anlamına geleceğini de bilmiyor. Çünkü bir kere Böcek tehdidi ortadan kalktı mı Rusya ve ABD dünya egemenliği için bir birine girecek. 

Böceklerin yok edemediği Dünya’yı iki süper gücün savaşı yok edebilir. Yani her şey eskiye dönüyor.

“Öyleyse daha önceki duruma dönüyor.”
“Birkaç değişiklikle. Kalkanlar sayesinde, artık kimse nükleer silahlardan endişe duymayacak. Bir seferde milyonlar yerine birbirimizi binler halinde öldürmek zorunda kalacağız.”

 Ender ve kardeşleri


Ender ailenin üçüncü çocuğu. Yazar öyle bir dünya kurgulamış ki burada üçüncü çocuğa sahip olmak yasak. Olursa da onu küçük yaşta devlet alıp kendi askeri yapma yetkisine sahip. Yani ailenin elinden alıyorlar. 

Ender’in ise bir kız ve bir de erkek kardeşi var. Nasıl ki Ender zamanla dünya tarihinin en büyük komutanı olacaksa, erkek kardeşi de dünya siyasetinin en nüfuzlu kişisine dönüşecek. Hatta bir keresinde bunu nasıl yapacağını şöyle açıklıyor:

“Herkes Hitler’in ordusu yüzünden güce sahip olduğunu düşünür, çünkü öldürmeye çok heveslilerdi ve bu kısmen doğru, çünkü gerçek dünyada, güç her zaman ölüm tehdidi ve şerefsizlik üzerine kurulmuştur. Ama çoğunlukla, gücü, kelimelerle elde etti, doğru zamanda doğru kelimelerle.”

Ender’in en büyük zaafı ise kız kardeşi. Çünkü onu çok seviyor. Hatta savaş okulunda komutanlar ondan istediklerini alamadıklarında araya aracı olarak kız kardeşini koyarlar. Zaten en başta ondan ayrılmada zorlanacağını da biliyorlardı. 

"Onu, kızla kalmak istediğinden daha fazla bizimle gelmek istediğine ikna edeceğim."
"Bunu nasıl yapacaksın?"
"Ona yalan söyleyeceğim"
"Ya işe yaramazsa?"
"O zaman doğruyu söylerim. Acil durumlarda bunu yapmamıza izin veriliyor."

Ender ise farklı bir karakter ve zekaya sahip. Daha altı yaşındayken kendisini okulda köşeye sıkıştıran bir çocuğunu çok kötü döver. Neden düştükten sonra hala vurmaya devam ettiği sorulduğunda ise şöyle der: 

“Bana neden vurmaya devam ettiğini anlat. Çoktan kazanmıştın.” “Onu yere sererek ilk kavgayı kazandım. Bundan sonraki tüm kavgaları da kazanmak istedim. Böylece benle uğraşmayacaklardı.”

Bu arada daha önce Ender’in zorlu eğitimlerden geçtiğini söylemiştik. Kısa sürede Ender basit bir asker olmaktan komutan olmaya kadar yükselir. Öyle ki kendi timi, mangaları olan bir komutan olur. Bu sefer kendisi eğitimde yaşadığı zorlukları kendisi gibi zeki ve daha iyi eğitileceğini düşündüğü kişilere uygular. 

“İşte sana yaptığım bu Bean. Her yönden seni daha iyi bir asker yapmak için, canını yakıyorum.
Zekanı keskinleştirmek için. Çabanı yoğunlaştırmak için. Seni dengesiz bırakmak, sırada ne olacağından emin olmadan, doğaçlamaya hazır, her ne olursa olsun kazanmaya hedeflenmiş olman için. Aynı zamanda seni mutsuz yapıyorum. İşte bu yüzden seni bana getirdiler Bean.”

Kitabın eğlenceli kısmı


Kitabın en eğlenceli ve okuması zevk veren kısımları ise savaş okulunda çocukların takımlar halinde yer çekimi olmayan odalarda strateji ve savaş oyunları yaptığı bölümleri. Kitabın film uyarlaması bu kısımları iyi anlatabilmiş. Daha doğrusu iyi görsele dökebilmiş. Tabii kitap bu yarışları daha ayrıntılı ve güzel anlatıyor. 


Ender’in Oyunu kitabından en dikkat çeken alıntı


“Savaşın ne olduğunu bilen her makul insan, asla tüm kalbiyle savaşa giremez.”

Son olarak bilim kurgu yazarı John Scalzi, Yaşlı Adamın Savaşı serisinin ikinci kitabı Hayalet Tugay romanında Ender’in Oyunu’ndan bahsetiğini hatırlıyorum. Söz konusu romandaki karakterler Ender serisini okuyor ve o kadar etkileniyorlar ki bir birine Ender diye hitap etmeye başlıyorlar.

Şimdi Ender’in Oyunu kitabını okuduğumda ise Scalzi’nin Yaşlı Adamın Savaşı serisi ile Ender Serisi arasındaki benzerlikle dikkat çekiyor. İkisi de askeri bilim kurgu romanı ve uzayda farklı ırklarla savaşı anlatıyor. Tabii başka benzerlikler de var. Ancak en büyük benzerlik ise uzaya çıkarak asker olan, uzaylı ırklarla savaşan kişilerin normal asker yaşının dışında birileri olması. Ender bu işe altı yaşında başlamış, Scalzi’nin ana karakteri ise 75. yaşında bir uzay ordusu askeri olur. Tabii okuyanlar bu iki kitap ve seri arasındaki benzerlikleri görecek. 

Kitap yorumu: Orson Scott Card - Ender’in Oyunu (Ender Serisi 1. Kitap)


Orson Scott Card
Ender’in Oyunu
Ender Serisi 1. Kitap
Özgün adı: Ender’s Game
Ender’s Saga
Çev: Kaan Çaydamlı ve Gonca Gülbey
Altıkırkbeş Yayınları
295 sayfa.

Next Post Previous Post
No Comment
Add Comment
comment url

Benzer yayınlar